Alper Çağlar’ın Büşra Filmi

Yapım Bilgileri

Filmin Konusu

Cumhuriyetçi bir gazetenin editörüyle yapılan bir iş görüşmesinin can sıkıcı finalinde ilk kez karşılaşan Büşra (MİNE KILIÇ) ile gazeteci-yazar Yaman’ın (TAYANÇ AYAYDIN) yolu, olaylı bir TV programının sonrasında tekrar kesişecektir. Tam da Büşra için ailesinin söz keseceği bir zamana denk gelen bu karşılaşmalar; Büşra ve Yaman’da, özlerindeki benzerliğe göre değer kazanan bir yakınlaşmayı doğuracaktır.

Önyargılar, çevre baskısı, Yaman’ın yoga hocası sevgilisi Alara (AYŞE ÇİĞDEM BATUR), Büşra’nın tutucu ama kişiliği gelgitlerle dolu sözlüsü Ferit (COŞKU CEM AKKAYA) ve tüm bunların yaratacağı absürd komik engellerle dolu bir yolculuk… Büşra ve Yaman birbirlerine karşı yalnızlıklarını ne kadar gizleyebilecektir?

Yapım Notları

* Leman Dergisinin Ağustos 2024 sayısında Büşra’yı ilk kez okuyan yapımcı Alper Akman bu çizgi diziyi film projesi haline getirmeye karar veriyor ve dizinin ünlü çizeri Bahadır Boysal’la tanışarak onu bu diziyi film yapmaya ikna ediyor . Yönetmen olarak düşündüğü isim ise Bukalemun ve Camgöz gibi filmleriyle kısa film camiasında adından çokça söz ettiren Alper Çağlar…

* 2024 sonbaharında Bahadır Boysal daha önceden yazmış olduğu taslak metinleri Alper Çağlar’la birlikte senaryo haline getirmeye başlıyor ve 2024 baharında biten senaryo sonrasında ön yapım çalışmalarına girişiliyor. Büşra için tanınmamış bir oyuncunun seçilmesi yönetmen ve yapımcının ortak kararı; filmin jönü içinse Kaan Urgancıoğlu, Mert Fırat ve Timuçin Esen dahil birçok ünlü isimle görüşülüyor ve sonunda 2024 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi oyuncu ödülünü alan Tayanç Ayaydın’da karar kılınıyor. Şu ana kadar seyircinin jön rollerinde görmeye alışık olduğu Kaan Urgancıoğlu ise filmde çok farklı bir rolle seyircinin karşısına çıkacak.

* Yaklaşık 40 farklı mekanda yapılan film çekimleri 5 hafta 5 gün sürüyor. Çok heyecanlı ve adeta film gibi geçen çekimler sırasında Beşiktaş balık pazarı önünde geçen sahnede set ekibi sarhoş fanatiklerin tacizine uğruyor, trafik ışıkları yakınlarındaki başka bir sahnede tinerciler haraç kesmeye gelince çekim prodüksiyon ekibinin markajında devam ediyor ve bütün bunların da üstüne Maçka Parkında çekilen final sahnesinde seti travestiler basıyor! Film mayıs ayında çekildiği için bir hayli kısa süren geceler, gece geçen sahnelerin çokluğu dolayısıyla ekip için büyük bir handikap yaratıyor.

* Film özellikle defile ve parti sahneleriyle adından bir hayli söz ettirecek.  Sahnelerin içerdiği tartışmalı olayların yanı sıra Türk tarihinin en uzun 2 steadicam planına sahip olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Yaklaşık 2 dakikaya yakın hiç kesilmeden akan bu planlar için Alper Çağlar’ın 15’er kez çekimi tekrarlatarak ekibi bir hayli yorduğu söylentiler arasında…

* Müzik yelpazesi oldukça geniş olan filmin özgün müzikleri Ufuk Evcimen ve Yağmur Sarıgül’e ait. Taxim Edition’dan da stok müziklerin kullanıldığı filmin hit müzikleri ise Teoman’dan “Renkli Rüyalar Oteli” ve Cahit Berkay’dan “Selvi Boylum Al Yazmalım” adlı parçalardan oluşuyor.

Büşra filminin en önemli farkı türban sorununa odaklanmak yerine, bu kimliğin modern hayat tezahürlerine, eğilimine ve onlarla olan ilişkisine absürd bir dille yaklaşmasında saklı. Film, modern hayatın sivrilen ve birbirlerine karşı hoşgörüsü azalan bireysel eğilimlerinin insanları yalnızlaştırmasını tartışıyor.

Büşra

Yönetmen: Alper Çağlar
Senaryo: Bahadır Boysal ve Alper Çağlar
Görüntü Yönetmeni: Ulaş Zeybek
Oyuncular: Kaan Urgancıoğlu, Tayanç Ayaydın, Çiğdem Batur, , Mine Kılıç
Süre: 105 Dakika

Filmin resmi internet sitesi: www.busrafilmi.com

Filmin facebook sayfası: www.facebook.com/busrafilmi

SanatLog Haber

SanatLog.com

İlişkili yazılar

Yorumlar

3 Tweets

6 Yorum on "Alper Çağlar’ın Büşra Filmi"

  1. persona on Cts, 27th Şub 2024 6:29 am 

    AKP hükümetinin türban konusunu yeniden dayatmaya çalıştığı şu günlerde (eşinin GATA’ya alınmaması üzerinden “mağdur” politikası izliyor Başbakan) Büşra’nın da piyasadaki yerini alması oldukça ilginç görünüyor…

  2. gül on Çar, 28th Tem 2024 5:30 pm 

    Berbat bir film. Sonuna kadar izlemeye dayanamadım. Kaybettiğim zamana yazık.Bu film gerçekle yakından bile ilgisi olmayan, sadece birkaç dar görüşlünün hayalindeki türbanlı insanı yansıttığı bir film olmuş. Bu insanların islamla ilgili hiç mi bilgisi yok, etraflarında hiç mi kapalı kimse yok anlamadım. Ben, yüzden fazla türbanlı kimse tanıyorum. Hiçbiri ile ilgisi yok. Böyle zorla kapatılan yok mudur? Evet çok nadir de olsa vardır. Zorla evlendirilmeye çalışılanlar yok mu? Tabii ki var (Tabii bu türbanlılara da açıklara da yaptırılan birşey) Ama neden gül bahçesindeki tek tük olan dikenleri arıyorsunuz. Neden güllere değil de dikene bakıyorsunuz. Birkaç diken yüzünden gülleri karalamaya çalışıyorsunuz. Bizi açık bayanlar ve kapalı bayanlar diye ayırıyorsunuz. Biz birbirimizin seçimlerine saygı duyuyoruz. İslamiyette zorlama yoktur. Önemli olan bir müslümanın gönülden isteyerek, huzurla türbanı takmasıdır. Kapalıları düşman olarak gören bazı kesimler bizleri insan olarak utandırıyorlar. Bu çok büyük bir insanlık ayıbıdır.

  3. wherearethevelvets on Per, 29th Tem 2024 10:47 am 

    Filmi izlemedim, izlemem de. Fakat gül bahçesinde dikenlerin gül sayısından fazla olduğu istatistiksel olarak da anlamlıdır. Ben de çok türbanlı kimse tanıyorum. Bazılarını ise İstanbul’da sokakta dolaşırken görüyorum. Yanılmıyorsam türbanlı birinin tayt da giymemesi lazımdır değil mi? Ya da gotik makyaj yapıp suratında piercingle, kafatası kolyesi veya şıngır şıngır bileziklerle, üzerine yapışan t-şörtlerle gezmemesi lazımdır (İslamiyette yani). Maalesef böyle örnekler çok var. Gül arkadaşımız konuya kendi tarafından bakıyor. Anladığım kadarıyla film de öyle. Fakat diğer herkesin kabul etmesi gereken bir durum var ki ortada bir kültür bunalımı var. Yukarıda bahsettiğim garip imajlı kızlara her yerde rastlıyorum ve şaşırıp kalıyorum: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

    Başımdan geçen bir olayı anlatayım; eşimle beraber bir vapura binmişiz gidiyoruz. Karşımızdaki koltuğa kapalı bir kadın oturdu. Kadının yüzünde gökkuşağının yedi rengi kullanılarak yapılmış bir makyaj vardı. Bir ceket ve dar bir kumaş pantolondan oluşan şık ve pahalı olduğu belli olan beyaz bir takım giymişti. Türbanı başının arkasında hörgüç oluşacak şekilde toplanmıştı (sanırım bu desteği röntgen filmi ile sağlıyorlar). Parlak çivit mavisi eşarbı, aynı renkte açık ve topuklu yazlık ayakkabıları ve çantayla kombin yapmıştı. Ayakkabılarından sergilediği ayak tırnakları uzundu ve kan kırmızı ojeyle boyanmıştı. Manikür ve pedikürden yeni çıkmış gibi duruyordu. Takılarını saymıyorum bile. Kadına bu kadar ayrıntıyla bakmamın bir sebebi var. Çünkü kadın karşımıza oturur oturmaz yanımdaki eşimi süzmeye başlamıştı. Çünkü eşimin başı açıktı ve kısa kollu basit bir elbise giymişti. Üzerinde hiçbir “süs” yoktu.

    Böyle kadınlarla çokça karşılaşıyoruz ve bu kişiler sırf başlarını kapattıkları için cennete gideceklerini zannediyorlar herhalde. Benim bildiğim Kur’an’da daha kesin bir emir vardır: “Kadınlar süsünüzü gizleyiniz” diye. Ama Türkiye’de Müslümanlık hızla dejenere oluyor. Devletin başındaki örnek olması gereken kişilerin eşleri bile zenginliklerini belli edecek ateş pahası kıyafetlerle dolaşıyorlar. Bence Gül arkadaşımız filmde altı çizilen bu “çelişki” kısmını okumalı ve önce iğneyi “sözde” Müslüman’lara batırmalı.

  4. gül on Cum, 30th Tem 2024 11:40 am 

    Arkadaşım maalasef böyle kapalılar var, ben bunu inkar etmiyorum. Senin dediğin gibi yüzünde bir ton makyajla dolaşan, ya da üstüne bütün hatlarını belli edecek elbise giyen vs. kapalılar var. Özellikle gençlerde. (Ama unutmayalım, böyle olmayan, gerekli özeni gösteren insanlar çoğunlukta.) Bu insanlar başörtünün ve bunun amacını tam kavrayamamış, o manevi huzuru yakalayamamış, nefsine söz geçirmekte zorlanan insanlar. Bunlar üniversitede daha çok maalesef. Çevrenin tepkileri, biraz özenti, maalesef okulda açıp dışarda kapatma zorunluluğu, bilgisi ve ihlası düşük olan insanları etkiliyor. Onları da kötülemek için demiyorum. Bunları ilk zamanlarda kısa bir zamanda olsa ben de yaşadım. Bunlar çok normal. İlerde daha çok okuyup, bilinçlendikçe o huzuru onlarda bulacak ve başını açmak yada başka bir yaşam türü aklına bile gelmeyecek inşallah. Ama bu filmde neden 100′de 5 gibi bir kesim vurgulanıyor. Hem sadece bunu Büşra üzerinde yorumlamayın. Adam için namazında niyazında iyi insan deniliyor; küfürbazın, dar görüşlünün teki çıkıyor. Burda resmen islamiyet yanlış anlatılıyor. Ve bu bir film, bunu herkes izliyor. Burda art niyet var. Benim açık arkadaşım en az kapalı kadar çok. O kadar açık insan var ki birçok kapalıdan daha bilinçli, dürüst, iyi kalpli, namazında insanlar. İslamiyet tabi ki sadece kapanmakla olmuyor. Ona bakarsanız açıklardan da kapanmak isteyen ama nefsime söz geçiremeyip tekrardan açılırım diye korkan o kadar çok kişi var ki? Yani bu işin tersi de var? İkisinin de sebebi tek: İslamiyeti tam öğrenmedik, okumuyoruz, bilinçsiz müslümanlarız. Yoksa o huzur bulununca ne ibadet, ne kapanmak, ne namaz…zor. Tam tersi su gibi, ekmek gibi ruhumuzun ihtiyacı olacak. Bu film sadece kapalı insanları yanlış anlatmamış, islamı yaşayan insanları da kötü gösteriyor. Birbirimizin yaşamlarına, inançlarına saygı duyalım. Bu filmde o saygıyı değil bir karalamayı görüyorum. Bu filmde Büşra’nın tüm yakınları kötü karakterde. Zaten Büşra da o bilinçsiz kapalılardan. Neden kendi çektiğimiz film bizim nerde bir negatif tarafımız varsa onu çıkarmaya çalışıyor; o kadar güzellikler varken neden negatiflikler vurgulanıyor, ben buna kızıyorum. Bizim filmlerde ya hoca sapıktır, yok bir yere de başını açar bir yere kadar, yok beş vakit camiye gider ama devamlı hak yer. Hep bunlar vurgulanıyor. Kendimizi kendimiz kötülüyoruz. Her olayda haberlerde olduğu gibi ayıplarımızı çıkarmakta üstümüze yok. O kadar yabancı film izledim, onlarda asla kendi inançlarını karalayacak bir sahne yok. Ama bizimkiler özellikle bunu yapıyor.

  5. ajda on Çar, 11th Ağu 2024 6:17 pm 

    bence siz nasıl izlediniz, ne şekilde izlediniz bilmiyorum, ama ben çoook beğendimm… Bu kadar güzel bi filmi beğenmemek ve başka yerlere çekmek çok yanlış… sadece filmi izleseydiniz yaaa.

  6. MURİK on Çar, 24th Kas 2024 11:50 pm 

    kim demis ki berbat…. berbat olani gormek icin aynaya bakmak lazim..

Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz...
Yorumunuzda avatar çıkması için gravatara üye olmalısınız!




Additional comments powered by BackType