Anasayfa / Etiket Arşivi: amerikan sineması

Etiket Arşivi: amerikan sineması

Pickup on South Street (1953, Samuel Fuller)

“(…) gangsterlerimizin aldırmazlığı da tam bu işte: deviniyle edimi en ufak oylum içinde kaynaştırmayı başaran trajik bir devini kalıntısı.” (Roland Barthes, Çağdaş Söylenler)1 Pickup on South Street (1953, Güney Caddesindeki Pikap) karmaşık bir mizah duygusuna sahiptir. Soğuk Savaş dönemini fon alarak Kızıl paranoyanın aldığı hali yankesici Skip McCoy (Richard Widmark) ...

Devamı »

Rear Window (1954, Alfred Hitchcock)

François Truffaut’ya göre sinema hakkında bir sinema filmi. Alfred Hitchcock’a göre katıksız bir aşk filmi. İzleyicilere göre bir cinayet ve dedektiflik filmi. İşin aslı hepsi de doğru. Hem de bir sahnesi hariç tamamı tek bir odada, çoğu nesnel kamerayla çekilmiş, tam bir maharet örneği. Alfred Hitchcock’un da büyük katkısının olduğu ...

Devamı »

Dressed to Kill (1980, Brian De Palma)

Alfred Hitchcock’un ve filmlerinin Hollywood’u hatta dünya sinemasını nasıl etkilediği malum. O etkilenmeden en çok payını alan kişinin Brian De Palma olduğu da öyle. De Palma, Hitchcock’un resmi vekilharcıymışcasına filmlerinde bazen alenen bazen göndermelerle büyük ustanın yarattığı sahneler üzerinden kendi sinemasını türetmiştir. 1976 yılındaki Carrie/Günah Tohumu’ndan sonra korku-gerilim filmleri ve ...

Devamı »

Otopsi: Hitchcock’un Psycho’sunun Sahne Sahne İncelemesi (Görsel Materyallerle Birlikte)

  1960 yılında Paramount Pictures şirketinin gözetiminde, Universal’in stüdyolarında çekilen ve Alfred Hitchcock’un son siyah beyaz filmi olan Psycho/Sapık’ın 16 Haziran’da 57. yıldönümü olacak. Norman Bates adını hafızalara kazıyan, otoyol kenarındaki küçük motellere kuşkuyla yaklaşmamıza sebep olan tüm zamanların en iyi korku filmi Psycho, kendisine olan özel ilgim nedeniyle ve ...

Devamı »

Hakan Bilge: “Godfather, Citizen Kane gibi Notorious da benim saplantılarımdan.”

Söyleşi: Ceyhun Korkmaz Geçen seneki söyleşimizde Truffaut üzerine bir kitap dışında ismini telaffuz etmediğiniz başka bir kitap daha yazdığınızı belirtmiştiniz ve sürpriz biçimde Aşktan da Üstün: Hitchcock Sinemasında Kişisel Bir Gezinti ile geri döndünüz. Ne kadar sürede tamamladınız? Yaklaşık bir yıl sürdü. Kitabın merkezinde benim de çok sevdiğim Notorious var. ...

Devamı »

Night of the Living Dead (1968, George A. Romero)

Halka bir umut olabilecek Kennedy’nin de öldürülmesinden sonra Soğuk Savaş döneminin Amerika’sında bir nükleer savaş çıkacak korkusu yüzünden, toplum tamamen kuşkucu ve organize olamayan yığınlar haline dönüşmüştü. İşte böyle bir cümle hakkında film çekmek isteseniz ne yapardınız? Muhtemelen dönemin Amerika’sında gerçekleşmiş ve içinde Sovyetler’in de olduğu bir olayı hikayeleştirip filme ...

Devamı »

White Dog (1982, Samuel Fuller)

Hayatının son yılları çileli geçmiş Amerikan aktris Jean Seberg ve kocası yazar Romain Gary’nin tanık olduğu ilginç bir ırkçı köpek vakası, Gary’nin otobiyografik romanına konu olunca Paramount’un filme çekilebilecek romanları bulup raporlama uzmanlarının da ilgisini çeken White Dog, sinema tarihinin en ilginç kaderlerinden birine sahip tartışmasız kült bir yapımı oldu. ...

Devamı »

120 Maddede Alfred Hitchcock ve Filmleri

1-Tam adı Alfred Joseph Hitchcock’tur. 1899’da İngiltere doğmuş, 1980’de ABD’de ölmüştür. 2-Sinemaya girmeden önce yalnızca Henley telgraf şirketinde tekniker olarak çalışmıştır. 3-Hayatı boyunca yalnızca bir kadınla birlikte olmuştur. O da ölümüne kadar evli kaldığı Alma Reville’dir. 4-Hitchcock çiftinin tek çocuğu olan Patricia Hitchcock, ustanın Stage Fright/Sahne Korkusu, Strangers On A ...

Devamı »

Kuzuların Sessizliği ve Kamera-Seyirci İlişkisi

The Silence of the Lambs/Kuzuların Sessizliği’nin (1991) önce kitabını okuyup hemen ardından filmini izlediğinizde yönetmenin, kitabı çok iyi değerlendirdiğini fark edebilirsiniz. Kitap, her ne kadar gelmiş geçmiş en iyi seri katil polisiyesi olsa da bu tip romanlarda aksiyon bekleyen okurlar için yeterince aksiyon barındırmaz. Doktor Lecter’ın (Anthony Hopkins) kafeslenmesi ve ...

Devamı »

The Godfather Üzerine Bilinmeyenler

Francis Ford Coppola’nın The Godfather Blu-ray’inde yer alan yorumlarını aşağıda okuyabilirsiniz. Bu yorumlar arasında, Coppola’nın bazı önemsiz yorumlarını listeye almadım. Bazılarında çeviri hatası yapmış olabilirim. Doğrusunu bilen olursa yorum bölümünde ekleyebilir. 1-Açılış jeneriğinde filmin adının başına yazarın ismini koyduğu ilk film The Godfather olmuş. Daha sonra bu gelenekselleşmiş ve Dracula, ...

Devamı »

Sinemanın Zarafet Kraliçesi: Audrey Hepburn

Acının saçlarını taramayan insan yoktur. Ya da kaybettiklerinin arkasından gözyaşı dökmeyen… Doğumla başlayan insan ömrü ölümle bitiyor. Sonsuz bir sessizliği yüreğinde duyumsamak ne tür bir acıdır ben bilirim. Sevdiğin insana bir daha sarılamamak, onunla sohbet edememek… Kaybettiğinde anlıyor insan güncel yaşamın angaryası içinde farkına varamadığı kıymetli anları/ anıları… Bir kavganın ...

Devamı »

Detachment (2011, Tony Kaye)

Detachment (2011) Amerikan yapımı bir film. Yönetmeni Tony Kaye’i ise American History X filminden tanıyoruz. Türkiye’de izleyicilerin karşısına Kopma ismiyle çıkan film Amerikan liselerinde geçici olarak görev yapan bir öğretmenin, Barthes’in hikayesini anlatırken, aynı zamanda gençliğin ve okulların durumunu da gözler önüne seriyor. Aslında filmi izleyip anlamaya çalışırken okulu, hayatın ...

Devamı »

World War Z (2013, Marc Forster)

Saf ırkçı ve muhafazakâr nasihatlerle örülü World War Z (2013, Dünya Savaşı Z, Marc Forster) temelde 1950’li yıllardan beri süregelen büyük Orta Doğu projesinin Hollywoodvari kılık değiştirmiş biçimidir. İdeolojik propagandası kutsal beyaz adamın kahramanvari mitosuyla ilişkilidir. Virüsün Doğu coğrafyasından dünyanın geri kalanına yayılması tesadüf değildir. Araplar, Siyahlar ve Uzak Doğulular ...

Devamı »

Noah (2014, Darren Aronofsky)

Marc Forster’ın World War Z’sini (2013, Dünya Savaşı Z) izlerken de benzer duygulara kapılmıştım: Yetenekli genç yönetmenlerin Hollywood memurlarına dönüşmelerini izlemek kadar üzücü bir şey yok. Sanırım Paul Rotha yazmıştı: “Hollywood’a gidip de körelmeyen yönetmen yok gibidir.” Sanırım doğru. Burada kastettiği Avrupa’dan Amerika’ya yerleşen sinemacılar elbette, ama fark eden bir ...

Devamı »

The U.S. vs. John Lennon (2006, David Leaf, John Scheinfeld)

Richard Nixon ya da bir başkası da olabilirdi, genelde iktidar sahiplerinin paranoyak eğilimlerinin arkaplanını siyasal karizmalarını korumak ve koşut düzeyde egemenliklerini istikrarlı biçimde sürdürmek fikri oluşturuyor, denebilir. Belgeseldeki kurban ise sadece John Lennon değil, ilişki kurduğu radikal aktivistler ve Kara Panterler adıyla anılan siyahi eylemciler. Amerikan hapishaneleri için yeni kurban ...

Devamı »