Anasayfa / Manşet / Sarmaşık (2015, Tolga Karaçelik)

Sarmaşık (2015, Tolga Karaçelik)

İsmail’in (Kadir Çermik) Kürt’ü (Seyithan Özdemir) ararken bir aralık geminin boş deposuna indiği bölüm, eğer gemi Türkiye’nin alegorisi mahiyetinde düşünülürse, ülkenin bilinçaltına inildiği bölümdür ve filmin afişlerinden biri de bu sahneden yola çıkılarak yapılmıştır aslında.

Kürt’ün sadece ırksal düzlemde algılanışı (bir sahnede açılım sözcüğü telaffuz edilir), sözüm ona bir devi andıran fiziği haricinde ayırt edici bir özelliği olmayan bu suskun karakterin bir isminin dahi olmayışı filmi politik zemine çeken unsurlardan biri ve belki de en önemlisi.

Ülkenin bilinçaltı aynı zamanda primitif dürtülerin uyuduğu, aslında id’in şiddetten örülü alanına açılıyor. Kürt eğer bilinçaltı bir korkuyu temsil ediyorsa onun depoda, yani geminin en karanlık yerinde aranması boşuna değil. Bulunamıyor, çünkü Kürt’ün varlığını kabul eden kimse yok. Onun sadece ırkı var, kendisi değil. Nitekim sonunda bir hayalete dönüşmesi de bu yüzden gerçek olmadığı kadar inandırıcı, çünkü onun varlığı, temsil ettiği ırk bir hayalet gibi musallat oluyor milliyetçisinden ırkçısına kadar.

sarmasik-2015-izle

Bir gemideki gibi her şey: alt-üst ilişkisi, sınıf çelişkisi, rekabet, erkeksi kaygılar, baba-oğul çatışması. Gemi ise anaç formda, çünkü karakterleri koruyor, güvenliklerini sağlıyor. Bir anne gibi besliyor ve sarmalıyor çocuklarını. Nitekim bir erkeğin sarmaşık doğurmasını bekleyemezsiniz. Anaç olduğu için kavgaya neden olan bir gemi aynı zamanda. Mesele ona (anneye) kimin sahip olacağı ile ilgili. Bütün kavganın sebeplerinden biri de bu. Erkeksi kaygıların olduğu her yerde yaşanabilecek bir olaylar zinciri. Her şey iyice raydan çıktığında gemi de soluk alıp vermeye başlıyor. Sarmaşık görüntüsü bu yüzden.

sarmasik-2015-yerli-film

Sarmaşığın sadece Nadir (Hakan Karsak) ve bizim tarafımızdan görülmesi? Hatta onun yer almadığı birkaç sekansta sarmaşığı görmeye devam edişimiz? Yönetmen izleyicisini uyarıyor ve tepkileriyle ilişki kuruyor. Klostrofobik bir ortam içinde sıkışan, sanrılar gören, kabuslardan uyanan, deliliğe teğet geçen sinirli kahramanlar gibi biz de köşeye sıkışıyoruz ve gerçek mi yoksa hayal mi diye soruyoruz kendimize: Sarmaşık var mı, yoksa onu Nadir mi görüyor, diye. Ama dediğim gibi hakiki sinefiller, o yer almadığı halde sarmaşığı görmeye devam edişimiz, hatta bir sekansta, başı önünde, yalnız başına oturan Kürt’ü gördüğümüz gibi biz de artık oyunun içindeyiz ve gerçeklik algımız tümüyle altüst olmuş durumda. Artık ontolojik gerçeklikten bahsetmenin yararı yok, dediğimiz yerdeyiz.

Bu yüzden düşler, hayaller, sanrılar her daim daha iyi bir zemin, çünkü onlara bakarak gerçekliği yakalayabileceğiz; ama sanmayın ki her şeyi elle tutabileceğiz, hayır, sadece bir kısmını.

Geminin bir tüneli (aslında sembolik biçimde göbek kordonu) anımsatan boş koridorları zihnin boşluğu, statikliği, hiçbir şey üretemeyen pasif doğası ile ilgili. Sık sık duyulan, kaynağı belirsiz tuhaf sesler; ana rahminde hariçten ses duyan embriyonun varlığına bir yollama.

Gemiyi terk edemez bunlar. Neden? Çünkü ana rahmindedirler.

sarmasik-2015-tolga-karacelik-sanatlog.com

Teşekkürler Tolga Karaçelik. Nuri Bilge Ceylan (Kış Uykusu) ve Emin Alper (Abluka) gibi mutlu ettin bizi.

sinefil78@gmail.com

Bu yazı daha önce hanging rock rumuzumla ekşisözlük’te yayımlandı.

Yazarın diğer yazıları, twitter ve facebook sayfası.

alegorik filmler sanatlog sarmaşık sarmaşık (2015) sarmaşık film eleştirisi tolga karaçelik

Hakkında Editör

Hakan Bilge - The Godfather Mitosu (Şule Yayınları, 2024) ve Aşktan da Üstün: Hitchcock Sinemasında Kişisel Bir Gezinti (Doruk Yayınları, 2024) adlı sinema kitaplarının yazarıdır.

Bu yazıya da bakabilirsiniz.

dead-man-jim-jarmusch

Kuşbakışı Dead Man (1995, Jim Jarmusch)

Geleneksel Amerikan kültürü ve onun uzantı kimliği niteliğindeki muhafazakâr Hollywood sineması; kendi dışındakini, duruşuna aykırı ...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir