Osman Akyol - Sorumlu Müdür

’un beklenmeyen öykü kitabı “’ndan çıktı…

Osman Akyol öyküleri mizahın tüm ironik yönlerinden faydalanırken, bir taraftan da Tüm Anadolu’yu kapsayan insan örgülü betimlemeleriyle de dikkat çekiyor. Kimi zaman 1980 öncesinin kaotik ortamından faydalanarak o dönemin liderlerini öyküsünün içine bir Yeşilçam yönetmeni edasında alıp okuyana bıyık altından gülme keyfi veriyor; Kimi zamanda günümüz dizilerinin suya sabuna dokunmayan ortamından keyifli bir okuma çıkartabiliyor.

Okuduğunuz tüm öykülerinde egemen devlet zihniyetini dozunda eleştiri oklarıyla vururken, Hansala gibi arkasını dönmeden direkt hedefine yöneliyor. Tüm darbeleri, cuntaları sorgularken uzaktaki umudu saklı gösterip haklı mücadeleler tarihini gözler önüne serebiliyor.12 Eylül Faşist cunta lideri Kenan Evren de bu eleştiriden nasibini alırken; masum yüzü ve tüm gençliğiyle Erdal Eren’i hatırlamamıza neden oluyor. Örneğin:”Başını öne eğenlerin içinde 17 Yaşında masum yüzlü bir genç vardı. Evren Paşa yanına gidip adını sordu.’Erdal Eren’ yanıtını alınca emrindeki askerlere:’Bunları beslemeyin; Bir kaçını Taksim Meydanı’nda sallandırın” iğrenç tiradını gözümüzün içine sokarken, askeri vesayeti bir kez daha lânetlememizi sağlıyor.

Kürt Açılımı denen aslında hiçbir şeyin açılmadığı durumunu bir okul gezisinde zamane asi Kürt genci edasında ufak tefek dokundurmalarla anlatıyor. Tüm bunları anlatırken bize bilgi dağarcığının ne denli dolu olduğunu da gösteriyor.

Çocuk hakları, kadın hakları, insanlık suçları, gibi kavramları yine mizahî bir dille ezberimize sokuyor.

 

Belki öğretmenliğinin ve okul hayatının ona getirdiği zengin yaşanmışlıklarla öğretmenlerin, öğrencilerin sorunları bizim yaşadıklarımızı anımsamamıza yol açıyor. Örneğin “hiperaktivite “ denen dikkat eksikliğini, manik depresyonları anlatırken yine bir eğitimci olarak çevremizde ne çok muzdarip aile ve çocuk olduğunu gözlemlerini katarak yine alaycı bir tarzla anlatıyor.

Bir an kendinizi Yeşilçam’ın vurdulu kırdılı Tarkan, Kara Murat tarzı filmlerin repliğini tekrar anımsarken buluyorsunuz. Savaşların nasıl sudan sebeplerle üstelik masumane bir şekilde belleklerimize sokulduğunu, Irak’ın bombalanmasının film gibi izletilmesi halkların birbirine nasıl ötekileştirildiğini fark ederek okuyabiliyorsunuz.

Günümüzdeki Akp hükümetinin halka rağmen yaptığı icraatlar, dini dogmalar, cemaatler bize mizahî bir öyküyle tekrar tekrar gösteriliyor. Örneğin:”Tamam lan gidin edebinizle sevişin, üçüz yapmadan da gelmeyin” cümlesi size de tanıdık gelmiyor mu? Ya da Turan Dursun’un anlatıldığı öyküde nasıl katledildiği, şeytan öykülemesiyle anlatılırken hüzne boğulmanız an meselesidir. Özgürlüğün nasıl zor kazanılan bir kavram olduğu, iktidarın insanı nasıl canavarlaştırdığı “eşek adasında düzen”de ne güzel anlatılmış.

Ailelerin, baba ve annelerin, gençlerin sorunları anlatılırken bazen gülmeniz gereken yerlerde gözlerinizin sulanmasına engel olamadığınızda, belki kendi sorunlarınızın sarmalında bocaladığınız usunuza gelecektir.

Hubble, Cern, Challenger, sinema bile mizahtan kurtulamazken siz tüm öyküleri bitirdiğinizde, arkanıza yaslanmak yerine, bir kez daha okuyarak gençliğinize dönmek isteyeceksinizdir.

Kısacası tüm öyküler hayli zıpır gençliğin özellikle kullandığı kelimelerle bezenip, eskilere bir selâm çakarak kurulurken; “Kalburüstü kelâmlar” öyküleriyle Osman Akyol bence hem bilgisi, hem mizahıyla en yüksek düzeyine ulaşırken,”Bir günün bakiyesi”nde dürüst bir aile babasının nasıl olabileceği ne güzel anlatmış.

Velhâsıl “Sorumlu Müdür” iyi bir öykü kitabı olmuş.

Bedros Dağlıyan

Şair

ekin yayınları
merkez büro: 0 312 419 60 53
istanbul bürosu: 0 216 337 82 10

kitabın dağıtımı yapılan kitabevleri:
imge kitabevi (konur sokak, kızılay-ankara)
turhan kitabevi (yüksel caddesi, kızılay-ankara)
kadıköy mephisto kitabevi (muvakkithane caddesi, kadıköy-istanbul)
çapa kitabevi (millet caddesi, fatih-istanbul)
ağaç kitabevi (fevzipaşa caddesi, fatih-istanbul) 

PAYLAŞ

1 Yorum

  1. geri dönüş için ideal.

Yorum bırakın