Anasayfa / Sinema / Klasik Filmler (sayfa 3)

Klasik Filmler

Jean Cocteau ile Jean Marais

Fransa’nın son büyük aşk hikâyesi, 1998 güzünde Jean Marais’nin ölümüyle sona erdi. Marais, iyi bir oyuncu ve gerçek bir savaş kahramanıydı. Ama insanlar onu 1963 yılında ölen Jean Cocteau’nun “eşi” olarak adlandırdıklarında, buna hiç aldırmadı, hatta böyle çağrılmayı yeğliyor gibiydi. “Bugün bile,” diyordu Marais son söyleşisinde, “onun hakkında hâlâ aynı ...

Devamı »

Erken Dönem Pasolini Filmleri

Pier Paolo Pasolini, 1975’te vahşice noktalanan 53 yıllık kısa sayılabilecek yaşamına pek çok “mükemmel” sığdırabilen ender sanatçılardan. Onlarca romanı, altı ciltlik şiir koleksiyonu, pek çok tiyatro prodüksiyonu olan Pasolini, çok önemli bir sinemacı olduğu kadar, değerli bir kuramcı ve dilbilimci. Pasolini’nin bu renkli entelektüel dünyası, yönettiği filmlere de yansımış. “Auteur” ...

Devamı »

Woody Allen Filmlerinden Alıntılar

“Sanatta her şeyin kusursuz olmasını istersiniz; çünkü hayatta böyle değildir.” “Bütün ölüm ve ölmekle ilgili kitaplar senin, şiir kitapları da benim.” “Bence hayat ikiye ayrılıyor, korkunç olan ve berbat olan şeyler. Sadece iki kategori. Korkunç olanlar şöyle, bilemiyorum, mesela son evre kanser hastaları, bilirsin, kör insanlar ve sakatlar. Bu insanların ...

Devamı »

Rashômon’un Finali Üzerine

Kurosawa, Rashômon’da (1950) Japon Ortaçağı’nın (10. yüzyıl) yabanıl coğrafyasını fon alır. Ölüm ve sömürünün, vahşet ve zalimliğin kol gezdiği bir coğrafyadır bu. Bu karanlık, yabanıl coğrafyanın prototipi de bir samurayın karısının bir haydut tarafından tecavüze uğraması ve ardından da samurayın öldürülmesi olayıdır. Bahis konusu edilen bu öykü, dört farklı bakışaçısının ...

Devamı »

Andrzej Wajda ve Yurdun Kaybedilişi: Savaş Üçlemesi

“Bu ülkede tüm şeytani planlar tek bir noktadan doğar. O nokta Varşova’dır. Varşova, Genel Hükümet’in sınırları içinde olmasaydı, başımızdaki sorunların yüzde sekseniyle hiç karşılaşmamış olacaktık.”[i] –Alman Genel Hükümeti Valisi Hans Frank, Krakow, 14 Aralık 1943 (Bu yazı sözü edilen üç filme dair sürprizbozanlar içermektedir.) Wajda’nın kültürel geçmişi, İkinci Dünya Savaşı ...

Devamı »

12 Angry Men (1957, Sidney Lumet)

Reginald Rose’un 1954’te kaleme aldığı tiyatro oyununun sinema uyarlaması 12 Angry Men (1957, 12 Kızgın Adam, Sidney Lumet) özünde Amerikan hukuk sistemine bir eleştiri örneği olarak gözükür. Oysaki filmin, ölüm gibi vahim bir kararın tartışıldığı parabole dönüşen kriz ortamında gerçeğe en yakın noktayı bulmaya çalışanlarla, insani yaklaşımın uzağında egoizm yaratma ...

Devamı »

Entelektüelin Çöküşü

“Ben nesli tükenmekte olan bir türe aidim; entelektüelim.” (Alan Squier, The Petrified Forest) “İnsan ve sanatçı bir bütündür. İkisi de yerlerde sürünüyor.” (Luchino Visconti, Morte a Venezia) Kıymeti bilinmemiş Archie Mayo’nun parlak filmi The Petrified Forest (1936, Taşlaşmış Orman) dekadansın filmidir görünüşte; fakat satırarasında hep başka bir şey anlatıyormuş izlenimi ...

Devamı »

Samuel Fuller’ı Anımsamak

Eleştirmenleri ikiye bölen yönetmenlerdendir Samuel Fuller. Ben sevenlerdenim. Maestronun filmleri temelde düşman bir dünyadaki tehlikelere açık anti-kahramanları betimler. Şiddet ya da kaba kuvvetin kaçınılmazlığı sinemasının en belirleyici ögesidir. Ünlü oyuncularla da hiç tanınmamış amatörlerle de çalışmış, filmlerinin senaryolarını da kaleme almıştır. Gazetecilikten geldiği için çarçabuk film senaryosu kotarmada üstüne yoktur. ...

Devamı »

Shakespeare’in Sinemadaki Aynası: Sir Laurence Olivier

İngiliz dilinin ve dünyanın en seçkin drama yazarı, şair William Shakespeare’in ölümünün 400. yıldönümü olması sebebiyle bu yıl Shakespeare Lives (Shakespeare Yaşıyor) adıyla dünya çapında düzenlenecek bir etkinlik gerçekleştirileceği haberini okuduğumda sevinmiştim. Ülkemizde de dört farklı şehirde yapılacak gösterimlerin içeriği iyi hoş da, kendi nezdimde konuşuyorum, biraz hayal kırıklığı oldu. ...

Devamı »

Zirveden Sonsuz İnzivaya: Greta Garbo

İsveç asıllı Amerikalı aktris Greta Louisa Gustafsson (Greta Garbo) için Hollywood’un karyatidlerinden dersek yanlış olmaz, zira kendisi en önemli beyaz perde efsaneleri listesinde Rita Haywort, Katharine Hepburn gibi starlarla beraber ilk beşte. Bu yıl 111. doğum yılı olan Garbo’nun (1905-1990) sessiz sinemayla başladığı kariyerini çok erken yaşta noktalamasıyla beraber ölümüne ...

Devamı »

Züğürt Ağa (1985, Nesli Çölgeçen)

Yavuz Turgul’un genel olarak senaryolarındaki ana tema; toplumsal ve kültürel değişime bütünüyle kendini kaptırmış itibar sahibi bireyler ile bütün saflığıyla değişime direnen ve bu direnişin sonuçlarına da katlanan bir güruhun çatışmaları üzerinedir. 1980 sonrası Türkiye’de neo-liberalizmin keşfiyle boyut atlayan, tükettikçe mutluyuz düsturuyla hareket eden Batı toplumunun refah sayılan (aslında sanılan) ...

Devamı »

Young Man With a Horn (1950, Michael Curtiz)

Janr sinemasında uzmanlaşmış Michael Curtiz’in 1950 yılında yönettiği, başrollerinde Kirk Douglas, Lauren Bacall ve Doris Day’in yer aldığı muhteşem bir kara filmdir Young Man With a Horn (1950, Michael Curtiz). Hollywood sineması keşfedilmeyi bekleyen irili ufaklı birçok filmle doludur. Sıklıkla küçümsenen ve karşısına Avrupa sinemasının konulduğu Amerikan sineması janrların doğduğu ...

Devamı »

No Country for Old Men’de Orson Welles’in Gölgesi

Western-noir No Country for Old Men’de (2007, İhtiyarlara Yer Yok) Woody Harrelson’ın canlandırdığı arabulucu Carson Wells tiplemesi, Orson Welles’in sorunsallaştırıldığı bir dekor-karakterdir ve varlığı doğrudan film noir anlatıları ve onun bir tabu mahiyetindeki yönetmen konumuyla ilgilidir. İlginç olan, Coen Kardeşler’in Carson’ı ya da Orson Welles’i soğukkanlı katil Anton’a (Javier Bardem) ...

Devamı »

Ansikte mot ansikte (1976, Ingmar Bergman)

Egzistansiyalizmi baz aldığı, babasının bir lüteryen papazı olmasından dolayı, Tanrı’nın yolunda yaşadığı çocukluk travmaları ve bilinçaltına yansıyış biçimleriyle ördüğü, nevrotik bireylerin içine düştüğü durumları ve bu durumların sevginin kollarında iyileştirilebilir de olduğunu gösterdiği eserleriyle Ingmar Bergman’ın, İskandinav sinemasının salt pesimist yapısını aşıp, bir dönem kaba güldürü yaptığı için deonu karşısına ...

Devamı »

Cat on a Hot Tin Roof (1958, Richard Brooks)

Kızgın Damdaki Kedi, 20. yüzyılın en büyük Amerikalı oyun yazarlarından, gerçek adı Thomas Lanier Williams olan ancak Tennessee Williams takma adıyla bilinen Güneyli bir yazarın 1955 yılında Pulitzer Tiyatro Ödülü’nü kazanan bir Broadway oyunundan, 1958 yılında Richard Brooks tarafından sinemaya uyarlanmış, başrollerini Elizabeth Taylor, Paul Newman ve Burl Ives’in paylaştığı, ...

Devamı »
kuşadası escort