Edep Dergisi, 22. sayı

6 Aralık 2024 Yazan:  
Kategori: Dergi & Fanzin, Edebiyat, Siir

Yorum yapın

Edep’in Aralık sayısı çıktı…

Bu sayının şairleri Arif Ay, Adem Turan, Çağatay Telli, Hakan Bilge, Mustafa Ruhi Şirin, Mustafa Ökkeş Evren, İbrahim Eryiğit, Şaban Abak, Mehmet Aycı.

Öyküsüyle Selçuk Azmanoğlu, “Sofra Kurmak” yazısıyla Erdal Çakır, “Gün Dökümleri” yle Arif Ay, “İnsan Ne İle Yaşar” başlıklı kitap tanıtım yazısıyla Hayrettin Durmuş, “Dumanı Üstünde”yle Halis Emre, “Vav Yorumları”yla Musa Deniz, Fotoğraf Altı yazısıyla Arif Ay, “Altı Çizili Satırlar”ıyla Zeynep Okur Edep’in bu sayısında yer alıyorlar. 

sanatlog.com

II. Turgut Uyar Şiir Ödülü

BenceKitap, Turgut Uyar’ın şiir anlayışı ve şiire katkılarının daha da anlaşılabilir hale gelmesi ve gündemde kalmasından yola çıkarak Türkiye Şiiri’ne katkı vermek ve geliştirmek amacıyla “Turgut Uyar Şiir Ödülü” nün ikincisini gerçekleştiriyor.

Katılım Koşulları

1. Yarışmanın başvuru tarihi, 1 Kasım 2024 / 15 Şubat 2024 tarihleri arasındadır. Bu tarihten sonra gelecek eser dosyaları kabul edilmeyecektir.
2. Yarışmaya, kitap bütünlüğü taşıyan dosya ile yurt içi ve yurt dışından herkes katılabilir.
3. Yarışma dosyalarında konu ve uzunluk serbesttir.
4. Her yarışmacının eser dosyası, bilgisayarla 12 punto yazılacak ve A4 kağıda 6 nüsha olarak gönderilecektir.
5. Eserin üzerinde ve/veya herhangi bir sayfasında kimlik bilgileri yer almayacaktır. Bunun yerine, rumuz yazılacaktır. Yarışmacının adı, soyadı, telefonu, adres ve e-mail bilgileri, kapalı bir zarf içinde gönderilecektir.
6. Yarışmanın sonuçları 21 Mart 2024 tarihinde açıklanacaktır.
7. Yarışmaya katılan eserlerden dereceye giren ilk üç dosya, Bencekitap tarafından basılacaktır. Seçici Kurul’un yayımlanmaya değer bulduğu eserin ilk baskısı için telif ücreti ödenmeyecek (daha sonraki baskılar için yazarla telif anlaşması yapılacaktır), ayrıca yarışmaya gönderilen hiçbir eser dosyası iade edilmeyecektir.
8. Yarışmanın ödülleri (ilk üç) Mayıs ayı içinde düzenlenecek törenle sahiplerine verilecektir.
9. Yarışmaya eser dosyası ile katılanlar eserin bütünüyle kendilerine ait olduğunu ve bugüne kadar düzenlenen hiçbir yarışmaya göndermediklerini, eser dosyalarına hiçbir şekilde basılması için muvafakat vermediklerini, hiçbir kuruma kayıt ettirmediklerini; Bencekitap tarafından düzenlenen yarışma şartnamesini aynen kabul ettiklerini belirten yazılı ve imzalı belgeyi Bencekitap Genel Merkezi’ne göndermekle/vermekle yükümlüdürler.
10. Yarışmaya gönderilen eserler yayınevimizde bir ön elemeye tabi tutularak, bu şartnamenin herhangi bir maddesine aykırılığının tespit edilmesi durumunda yarışma dışı bırakılır.

Seçici Kurul:
Abdullah Nefes, Gültekin Emre, Ahmet Özer, Hami Çağdaş, A.Galip

Başvuru Adresi:
Selanik Caddesi 28/18-19 Kızılay Ankara, (312) 417 88 77

Web sitesi: www.turgutuyarsiiryarismasi.com 

SanatLog Haber

sanatlog.com

Gülten Akın - Deli Kızın Türküsü

21 Kasım 2024 Yazan:  
Kategori: Edebiyat, Sanat, Siir, Ustalara Saygı

Sana büyük caddelerin birinde rastlasam

Elimi uzatsam tutsam götürsem

Gözlerine baksam gözlerine, konuşmasak

Anlasan

Elimi uzatsam tutamasam

Olanca sevgimi yalnızlığımı düşünsem-hayır düşünmesem

Senin hiç haberin olmasa

Senin hiç haberin olmaz ki

Başlar biter kendi kendine o türkü

Yağmur yağar akasyalar ıslanır

Bulutlar uçuşur geceleyin

Ben yağmura deli buluta deli

Bir büyük oyun yaşamak dediğin

Beni ya sevmeli ya öldürmeli

Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa

Böcekler gibi başlamalı yeniden

Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta

Yan garipliğine yürek yan

Gitti giden.

Gülten Akın

Deli Kızın Türküsü 

Mühür Dergisi 37: Seyhan Erözçelik

Mühür Dergisi 37. sayısında Seyhan Erözçelik’e bir anıt dikiyor…

Dergide Ali Galip Yener, Baki Ayhan T., Betül Tarıman, Ece Ürkmez, Elif Sofya, Emel İrtem, Haydar Ergülen, Hakan Bilge, Hilal Karahan, Hüseyin Peker, Mustafa Fırat, Koray Feyiz, V.B. Bayrıl gibi isimler yazı ve şiirleriyle yer alıyorlar.

Tam İçerik: 

SanatLog Haber

sanatlog.com

Melih Cevdet Anday - Teknenin Ölümü

11 Kasım 2024 Yazan:  
Kategori: Edebiyat, Sanat, Siir, Ustalara Saygı

Yorum yapın

Kara yakındı önce, hem çok yakın,
Elimi uzatsam tutardı.
Yıldızsız teknemdi inip çıkan gece,
Kurumuş gece, kum, kömür, arduvaz…
Kara yakındı önce, hem çok yakın,
Denizleyin inip çıkan önümde
Bir tanrının atardamarı.

Açtım, yorgundum ama uykum yoktu.
Günlerce yekesiz yelkensiz
Ne de çok kuş takılmıştı ardımıza,
Ne çok harman gördüm köpükten beyaz…
Açtım, yorgundum ama uykum yoktu.
Güneşler hala sağımda solumda,
Sürer gibiydi açık deniz.

Deniz en ince hayvanı belleğin
Nerden kalktım, o rıhtım, o çan…
Bilmiyorum o gök kıyı nereye gitti!
Bir masal şebboyu çarmıhtaki yaz.
Deniz en ince hayvanı belleğin
bir kuşluk vakti tanrının sevdiği
Görünür zaman yaratan.

Canlı mıydım? O uğursuz kıyıda
Öldüğüm gün de bilemedim.
Hep o sallantı, o devinim, o avcıl
Bayrak, bir aş tenceresi, bir az
Küfür, karı kız öyküleri, sonra
Dipteki ölülerin fısıl fısıl
Konuşmalarını dinledim.

Doğdum mu? Nasıl? Belki bir tezlik
Yeli kımıldadı, kan gibi.
Ağaç ve kızak, demir, yağ, halat, katran,
Boya kutuları, sünger, tel ve gaz…
Derken gün kokulu yüreğimdi ilk
Yapının boş gömütünde dikili
Sabırsız kaburgama çarpan.

Ruh, şarabı gördü üzümden önce
Süt, kan olmak için devinir
Tohum bildi herkesten önce ekmeği
Gün, denizi salıvermeden batmaz.
Ruh, şarabı gördü üzümden önce
Ağaç ne diye kalktı çiçeklendi,
Denize inmesi nedendir?

Ah yalnızlığın gömük kapıları,
Aysız ayışığı gibiydim,
Geceleyin gece, gündüzleyin gün
Gibi suyun altınavuran yalaz.
Ah yalnızlığın gömük kapıları
Bir yağmuru dinlercesine bütün
Anları iç içe bilirim.

Bir tekne her zaman düşüncelidir.
Bizimle demirledi gece.
Karaya çıktı tayfalarım uykulu.
Pruvamda çok acayip bir yıldız
Konmak istercesine gider gelir,
Suları budanmış bir yolculuğu
Sürdürmek isterdi kendince.

Kara yakındı önce, ödağacı
Kokusu sarmıştı geceyi.
Ve bir kuş bağırdı çağırdı tepemde,
Fosforlu sesi kabarık ve ıssız.
Lale rengindeydi şimşeğin dalı,
Ve güneydoğunun yangını pembe
Nakışlı bir çanak gibiydi.

Unutmak istemiyorum bunları,
Göğün damarlarını gördüm,
Fırtına kırının yaban keçisini,
Koşar küpeşteme saçsız sakalsız…
Ağaç gibi yırtılan karanlığı,
Koca kulaklı lodosu, o fili,
Ah yay biçimdeydi ölüm.

Yalnızlıktır denizin tek yasası,
Aşkın altın yasasıdır o.
Bir gün kum uaynır, ay gıcırdarsa
Çalınırsa bir gün gömük kapımız
Kalamazsın sabaha inen suda,
Kalk kürek, yola düşmenin sırası
Aşkın altın yasasıdır o.

Kükürt rengindeki ağzı gecenin
Üfürdü huysuz karanlıkta
Sintineme düşçül bir ateşböceği
Kömürdüm, tahtaydım, kurumuş anız,
O böcek oldu yangımı teknemin,
anladım kuşun, yıldızın gizini,
Başladım usuldan yanmaya.

Söndüremezdi kimse bu ateşi,
Kıyıdan kesilmiş sularda,
Kara hem yakındı şimdi, hem çok uzak
Bir yanyanaydım onunla, bir yalnız.
Devirdim bütün yüklediklerimi
Ve demiri uykuda bırakarak
Bindirdim eskil kayalara.

Parçalanıyordum kimse bilmeden,
Ateştim cevizin içinde,
Ve bir gece içinde bilmeden öldüm.
Ey gece, nereden yol bulacağız,
ey yaralı göğsüme düşen yelken,
Ya sen kürek, solmuş rüzgar gülüm,
Ya sen ne diyeceksin, söyle!

Deniz durdu, mumyası yıldızların
Erir gün görmüş kayalıkta,
Ve yürüdü sabah, denizin ineği.
Ölünce ne yapsak sabah oluruz…
Ah kara yakındı ve darmadağın
Kuşları durmuş zaman kadar eski,
Taşları hüzün olan kara.

Kopmuş uykunun iskeletiyim ben,
Artık yelin göğsü olamam.
Gördün mü ölümün gözündeki mor rengi,
Söyle, ölüp dirilen Tanrı, Temmuz,
Ay yapraklarının indiği bu dam,
Eski düşleri taşır mı yeniden,
Koca karınlı kuşlar gibi.

Bir yanda parçalanmış teknem durur,
Sert tütünüyle gün bir yanda.
Kara yakındı önce, hem çok yakındı,
Elimi uzatsam tutardı ama
Yalnızlıktır denizin tek yasası,
Bütün ölüler unutulur,
Yaşayanlar kalır tek başlarına.

Akşamleyin kaptan, birkaç gemici
Gelip dizildiler kıyıya.
Tutunacak bir tekne arar gibiydi
Ayağı kayan meltem ve cigara
İçerek konuştular gizli gizli,
Bense dalgın bakıyordum, boşuna
Koparılmış süsendim sanki.

Çalıştılar bir hafta, Ağustosun
Altısında bütün iş bitti.
Kesik baş çapa, iplerim, küreklerim
Kumsalda şaşkın bir yığındır şimdi.
Tüter el ayak, tüter ıslak odun,
Denizin uzaklardan getirdiği
 Yabancı, anlamsız bir şeyim.

Melih Cevdet Anday

Teknenin Ölümü

« Önceki SayfaSonraki Sayfa »