Hayal Bilgisi Dergisi, 6. Sayı

HAYAL BİLGİSİ 6 | EDEBİYAT SOKAKTAKİ İNSANIN NE İŞİNE YARAR?

Değerli Hayal Bilgisi Okurları,

Bu sayımızın bir önsözü bir de sonsözü var. İlerleyen satırlarda bunun nedenini okuyacaksınız.

Hayal Bilgisi yeni bir yolculuğa daha koyuluyor 6. sayısı ile. Hiç şüphesiz, her yeni sayı ile birlikte, taşıdığımız yük de büyüyor. Sorumluluklarımız artıyor. Dergimize ulaşan her yazıyı büyük özen göstererek değerlendiriyoruz. Bütün yazıları dikkate alıyor ve dergimize bu vesileyle değer veren, vakit ayıran herkese mümkün mertebe yanıt vermeye çalışıyoruz. Bu noktada, kapılarını ‘edebiyata’ kapamış onlarca edebiyat dergisinden çokça farklı bir iş yapıyoruz.

Hayal Bilgisi’ni doğuran nedenlerden biri ve aslında en önemlisi şuydu. Yazılarımızla, emeğimizle dahil olduğumuz birçok dergi, dergiciliğe dair çok fazla olumsuz örnek ile çıktı karşımıza. Edebiyatın bir ‘edepli olabilme/edepli kalabilme’ sanatı olduğunu unutan editörler ve yayın yönetmenleri tanıdık. Maruz kaldık ne yazık ki.

Biz adına edebiyat dediğimiz değeri, ‘düşünebilme yeteneğimizin’ bir dışavurumu olarak görüyoruz. Ve bu nedenle de kalemlerimiz; doğrudan, insanı konu alıyor, insana dair çözüm önerileri sunuyor okuruna. Her gün sonsuz kez tekrarlanan bir kötülükler yumağı olarak görmüyoruz hayatı, insan hayata yalnızca olumsuzluklar katmıyor. Ama doğrudan insan ürünü olan ve gözyaşlarımızı hedef alan çok fazla şey yaşanıyor dünyamızda. Biz, sessiz kalamıyor; görmezden gelemiyoruz. Özlemlerimiz şiir güzelliğinde vücut buluyor sonra, bir öykü ya da bir mektup… Ama en nihayetinde, kimsesiz bırakmıyoruz eserlerimizi; her şiir bir yetim sahipleniyor misal, her mektup, bir yalnızı…

Ötekileştirdikleri herkesi ‘sokaktaki insan’ olarak gören ‘edebiyatçılar’ var. Bu nedenle, ‘Edebiyat sokaktaki insanın ne işine yarar?’ diye sorduk bu sayımızda. İstedik ki; bu dergi sahibi/yazarı edebiyatçılar, edebiyatın ‘egolarından’ ibaret olmadığını, ‘sokaktaki insanın’ edebiyatı güzelleştirdiğini fark etsinler.

Edebiyat yapmayıp, edebiyat hakkında konuşan malum ‘edebiyatçılara’, editörlere, yayın yönetmenlerine bir tepkidir artık Hayal Bilgisi! Buyrun, Hayal Bilgisi’nde hepimize yetecek kadar EDEBİYAT var.

Müştehir Karakaya ile Söyleşi (Cihat Albayrak), Hakan Bilge, Emine Köseoğlu, Müzeyyen Çelik, Emre Gürkan Kanmaz, Nurullah Yardımcı, Cihat Albayrak, Ayşe Ünsal, Mehdi Akan, Gülşen Çağan, Umut Pusat, Esra Pak, Ervin Jahic | Elyad Musevi | Granaz Musevi (Çeviren: Nihan Işıker) Serap Orhan, Hakan Kartal, Mehmet Türkmen, Nur Banu Bahçeci, Nergihan Yeşilyurt, Emin Arı, İlknur Karanfil, Leyla Arsal, Şakir Taş, Mesut Gül, Yasin Altunbay, Serkan Engin, Ayşenur Mucan Olcars, Aziz Küçük, Metin Dikeç

İlerleyen sayfalarda mutlaka size hitap eden bir yazı ve yazar ile tanışacaksınız.  Gelecek sayıda buluşmak üzere… İyi okumalar.                          

SONSÖZ

Değerli Okurumuz,

Hayal Bilgisi Van Erciş merkezli bir dergi. 23 Ekim 2024’de yaşanan deprem, Van ve Erciş için büyük bir yıkıma yol açtı. Yaşananlar herkesin malumu. Böylesine şiddetli bir deprem, hiç şüphesiz, binalarda olduğundan daha büyük yaralar açtı insanlarda.

Hayal Bilgisi, yaklaşık 4 aydır okurunun karşısında değil. Kasım’da çıkması gereken sayımız, deprem nedeniyle çıkmadı. Dergi taslağımız ve birçok dokümanımız kayboldu. Sponsor firmalarımızın bir kısmı tamamen yıkıldı. Uzun süre internet bağlantımız dahi yoktu. Bu günlerde çok okuduk, çok yazdık. Çadırda geçen iyi ay, geceler bu şekilde geçti. Hayatlarımızı normale döndürmek için çok çabaladık. Buradaki insanlara çeşitli konularda elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık.   

En büyük yıkıma uğrayanların çocuklar olduğunu düşünüyoruz biz. Bu nedenle, Kurban Bayramı’nda, Kitap Bayramı projesini gerçekleştirip yüzlerce çocuğa kitap hediye ettik.

Depremde 6. sayımız basıma hazır halde olmasına rağmen kayboldu. Hiç şüphesiz, böyle bir felaketten sonra, dergi içeriğinin tümüyle yaşananlarla ilgili olması gerekirdi. Ancak, 6. sayı için seçilen yazıları yok sayamazdık. Bu nedenle, elimizdeki yazıların dizgisini yeniden yaptık ve önsüzümüz dahil, depremden hemen önce olduğu haliyle yeni sayımızı yayınlıyoruz.

Derginin tüm gelirleri ile depremzede çocuklara çocuk kitapları ve boyama kitapları alınıp hediye edilecek.

Derginin basım maliyetini karşılayan değerli edebiyatseverlere minnettarız.

İnşallah, Hayal Bilgisi okurunun desteği, yazarlarının özverisiyle yolumuza ara vermeden devam edeceğiz.

Deprem sürecinde bizi arayarak ya da mesaj göndererek yanımızda olduklarını hissettiren herkese teşekkür ediyoruz.

Böyle bir afetin bir daha yaşanmaması dileğiyle.

Hayal Bilgisi Dergisi Yayın Yönetmeni

[Cihat Albayrak]

Anna Ahmatova - Son Kadeh

7 Ocak 2024 Yazan:  
Kategori: Edebiyat, Sanat, Siir, Ustalara Saygı

   Yıkılmış yuvama kaldırıyorum kadehimi

Kin, öfke dolu hayatıma

Yalnızlığına ikimizin

Ve sana kaldırıyorum.

Yalanına bana ihanet eden dudaklarımın

Gözlerindeki ölü soğukluğuna

Hayatın bu kadar acımasız, kaba oluşuna

Ve kurtarmamasına bizi tanrının.

 

Anna Ahmatova

Son Kadeh

Edebiyat Ortamı, 24. Sayı

Edebiyat Ortamı’nın 24. sayısı (Ocak-Şubat 2024) çıktı…

Dergide Sadık Yalsızuçanlar, Hakan Bilge,  Cihat Albayrak, Hilal Karahan, Oğuzhan Dursun, Ali Ayçil,  Hasan Hüseyin Çağıran gibi yazar ve şairlerin çalışmaları yer alıyor.

 

Web sitesi:  edebiyatortami.blogspot.com

Türk Edebiyatı Dergisi, Sayı 459

 Türk Edebiyatı Dergisi’nin Ocak (Sayı 459, Ocak 2024) Sayısı Çıktı…

Beşir Ayvazoğlu’nun kaleminden son sayı hakkında hasbihal:

HASBIHAL

Sevgili Türk Edebiyatı okuyucuları,

2012’nin ilk sayısıyla karşınızdayız. Derginiz Türk Edebiyatı’nı, bütün insanlık için hayırlı olmasını dilediğimiz yeni yılda da destekleyeceğinizden eminiz.

Bildiğiniz gibi, 2024, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Mehmed Âkif Ersoy Yılı” ilan edilmişti. Bu yılın dikkate değer çalışmalarından biri de, geçen ay Ankara Resim ve Heykel Müzesi’yle Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Vefatının 75. Yılında Mehmed Âkif Ersoy” sergisi oldu. Âkif’in aile fotoğrafları, imzalı Safahat nüshaları, dostlarına ve ailesine yazdığı mektuplar, Birinci Meclis dönemi belgeleri, İstiklâl Marşı hatıraları, Darulfünun muallimliği zamanına ait imtihan kâğıtları ve vefatından sonra yapılan anma toplantılarıyla ilgili dokümanların ilk defa bir araya getirildiği sergi, bu sergiyi değerlendiren S. Kutalmış’ın da belirttiği gibi, Mehmed Âkif Yılı için anlamlı bir final niteliği taşıyordu.

 

Söz konusu serginin İstanbul ayağındaki en büyük sürpriz ise, Şerif Muhiddin Targan’ın, varlığından haberdar olduğumuz, fakat kimde olduğunu bilmediğimiz yağlıboya Âkif portresiydi. Sergi vesilesiyle, büyük şairin torunlarından birinde olduğu ortaya çıkan bu portre vesilesiyle, M. Selim Gökçe de daha çok bestekâr ve ud virtüozu olarak tanınan Şerif Muhiddin’in ressamlığı üzerine bir yazı kaleme aldı. Âkif’le ilgili bölümümüz, Ali Gözeller’in yazısıyla sona eriyor. Bu yazıda, Âkif’in Halkalı Baytar Mektebi’ndeki öğrenciliği sırasında yaptığı, araştırmacıların nasılsa gözünden kaçan bir konuşmadan söz ediliyor.

Adem Özbek, bu sayıda, Ahmet Hâşim’in kitaplarına girmemiş bir yazısına dikkatimizi çekti. Edebiyat tarihimize karikatür penceresinden bakmaya devam eden Said Coşar da, karikatüristlerin çok sevdikleri Abdülhak Hâmid’i ele aldı. Hayrettin Orhanoğlu, birkaç ay önce bir eleştiri vesilesiyle tartışmalara konu olan Oğuz Atay’ın nasıl anlaşılması gerektiğine dair görüşlerini anlatıyor.

Bu sayımız deneme bakımından hayli zengin. Hayrettin Durmuş, Hakan Bilge, Deniz Özbeyli ve Mehmet Tekin’in denemelerini beğeneceğinizi tahmin ediyorum. Osman Şahin, Arap edebiyatı ve hat tarihinin büyük uzmanı merhum Prof. Dr. Nihad M. Çetin’in az bilinen bir tarafını, hattatlığını anlattı. Nihad Bey’i tam yirmi yıl önce kaybetmiştik. Şener Öztop da, Dumlupınar Üniversitesi’nin ekim ayında hakkında bir sempozyum düzenlediği Kütahyalı ressam ve neyzen Ahmet Yakupoğlu’nun sanat felsefesine göz attı.

Merhum Cemil Meriç’in yakın dostlarından İzzet Tanju, “İbn Rüşd’den Aquinolu Tommaso’ya” başlıklı yazısıyla yeniden aramızda. İzzet Bey, Aquinolu Tommaso’nun (Thomas) eleştirisinden sonra bile Avrupa’da sıkı İbnrüşdcülere rastlandığını, ancak 19. yüzyılda uydurulan “İbnrüşdcülük” akımının aslında var olmadığını; çünkü bütün İbnrüşdcüler arasında görüş birliğinden söz edilemeyeceğini söylüyor.

Bu sayımızda Türk dünyası edebiyatına da bir kapı araladık. Bundan sonra bazı sayılarımızda Türk dünyasına özel bölümlerin ayrılmış olduğunu göreceksiniz.

Mehdi Genceli, 1990’ların başında üniversite eğitimi için Türkiye’ye getirilen gençlerden biri. “Hem Ağlarım Hem Gülerim Hâtıra Geldikçe O Demler” başlıklı hikâye tadındaki yazısında, ülkemizde yaşadıklarından söz ediyor. Jorayeva Muattar, Özbekistanlı tercüme bilgini Askad Muhtar’ın tercüme sanatı hakkındaki görüşlerini, Nazara Bekova da Ali Şir Nevâî’nin Divân-ı Fânî adlı Farsça divanı üzerinde yapılan çalışmaları anlatıyor. Muratgeldi Söyegov ise ilk Türkmen romancı olan Han Haciyev’in hayatını kısaca özetledi. Bu bölümde ayrıca Kırgız şair Kambaraalı Bobulov’un İbrahim Türkhan tarafından Türkiye Türkçesine çevrilen “Annemi Dinlesem” adlı şiirini okuyacaksınız.

Bu sayının hikâyeleri Sevgül Yılmaz, Naime Erkovan, Ahmet Sıvacı ve Yılmaz Yılmaz’dan… Şairlerimiz ise Mustafa Ruhi Şirin, Mehmet Narlı, Mahmut Bahar, Abdurrahman Şimşek, Yaşar Beçene, Cengizhan Orakçı, Mehmet Aycı, Said Coşar, Hatice Eğilmez Kaya, Necip Fazıl Akkoç ve Ömer Duman.

Tabii, Kırkambar’ımız da her zaman olduğu gibi dopdolu. 
Daha güzel ve daha zengin sayılarda buluşmak üzere…
Muhabbetle efendim.

BEŞİR AYVAZOĞLU

Mavi Yeşil Dergisi, 73. Sayı

2000 yılında başlayan yolculuk, on ikinci yılını tamamladı. Karadeniz kıyı şeridinin uç noktasında, Rize’de, iki ayda bir yayımlanan Mavi Yeşil, aralıksız yayımlanan 72 sayısıyla on iki yılını tamamladı. Doğduğu şehrin sınırlarını aşarak ülke coğrafyasına yayılan bu dergi, 73. Sayısıyla on üçüncü yılına yeni bir yüzle başlıyor. On iki yıl önce 16 sayfalık mütevazı bir dergi olarak yola çıkan Mavi Yeşil, on üçüncü yılında 32 sayfalık yeni biçimiyle okurlarının huzurunda.

“Bir kuşu biçimleyen/ boşluktur biraz da”, diyor Metin Altıok. 12. yılımızı geride bırakırken yeni yüzümüzü biçimleyen, Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşayan tüm okurlarımıza şükran borçluyuz. Kuşkusuz siz okurlarımız olmasaydı ve yazıya gönül verenler büyük okuma uğraşlarının sonunda dergimizde yazmasaydı Mavi Yeşil var olmazdı. Bu vesileyle tüm okur ve yazarlarımıza teşekkür ediyoruz.

2013 yılının ülkemize huzur, barış ve mutluluk getirmesini diliyor; kadına şiddetin olmadığı, demokrasinin önünün tamamen açıldığı, depremlerden ders alınan, sosyoekonomik iyileşmenin, sanat ve edebiyat aşkının arttığı bir gelecek umuduyla 13. yaşımıza giriyoruz.

73. sayımız geniş bir renk yelpazesiyle siz okurlarımızla buluşuyor. Bu sayıda Güncel Önkal, felsefeyle ilişkimizi sorguluyor; aslında felsefeyle ne kadar içli dışlı olmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor. Hasan Öztürk, ülkemizin demokrasi serüvenini iki büyük ismin, Haldun Taner ve İlhan Tarus, öykülerinden yola çıkarak anlatıyor. İlker Aslan, Anayurt Oteli ve kahramanı Zebercet’i büyüteç altına alıyor. İkinci Yeni şairleri ve Sezai Karakoç incelemesiyle Davut Bayraklı, Türk şiirinin önemli bir ismine değiniyor. Ömer Kemiksiz yeni yazısıyla yine aramızda. Esra Polat, pek gündemde olmayan çok özel bir yazarın, Sevgi Soysal’ın, Yenişehir’de Bir Öğle Vakti adlı romanını inceliyor. Hakan Bilge, Çöküşün Panoraması adlı yazısıyla bizi siyah beyaz bir filme davet ediyor. Elif Albayrak, Sezgin Taş Mehmet Sancaktutar ve Serpil Tuncer bu sayıda yeni öyküleriyle aramıza katılıyorlar. Yiğit Tornacı ise ilk şiiriyle iddialı bir giriş yapıyor yazın dünyasına. Ali Tekkoyun ilk şiiriyle aramıza katılan bir başka şair. Bu sayının diğer şiirlerini ise Necip Fazıl Akkoç, Sebahattin Demirci, Muhammet Hikmet, Müjdat Er, Hızır İrfan Önder, Kamil Akdoğan, A.Uğur Olgar ve Gülnihal Keleş yazdılar.

Yeni sayımızda görüşmek ümidiyle…

İçindekiler:

Felsefe ile İlişkimiz ve Okuma Eylemi/Güncel Önkal
Bayramınız Olmaya Geldim / Ali Tekkoyun
Adında “Demokrasi” Geçen İki Öykü/Hasan Öztürk
Bensizlik/ Necip Fazıl Akkoyun
Gerçekle Kurmaca Arasında Anayurt Oteli/İlker Aslan
Hüzün Düğümü/Altay Taşkın
Daha Nen Olayım Sevgili?/Gürhan Gürses
Eskiz/Sebahattin Demirci
Göçmen/Yiğit Tornacı
Çok Güzel Ant İçerim/ Ömer Kemiksiz
Mekanik/Muhammed Hikmet
Yenişehir’de Bir Öğle Vakti:
Düzenin Dışındakiler/Esra Polat
İmdat Sendendir/Müjdat Er
Çöküşün Panoraması/Hakan Bilge
İkinci Yeni Şairleri ve Sezai Karakoç Poetikasında
Gerçeklik Anlayışı/Davut Bayraklı
Yontu/Sezgin Taş
Respıce fınem/A. Uğur Olgar
Uzak/Elif Albayrak
Kalpsiz/Hızır İrfan Önder
Yaprak ve Kelebekler/Mehmet Sancaktutar
Hüzün Makamında Sus Vakti/Gülnihal Keleş
Dakika Farkı/Serpil Tuncer
Hallerin Sensizliği/Kamil Akdoğan
Sezgin TAŞ

bilgi@maviyesildergisi.com
www.maviyesildergisi.com

« Önceki Sayfa — Sonraki Sayfa »