Afrika Müziğinin Efsaneleri

ile ilk temasımı hala hatırlıyorum. Yaklaşık olarak 90’ların başındaydı ve o zaman tam bir tutkunu delikanlıydım. Kulaklarımın alabileceği, algılayabildiği her türlü ritmi keşfetmek için adeta heyecandan yerimde duramazdım. Her ne kadar ülkemizde o dönemlerde çok fazla farklılıkları olmasa bile, her gittiğim dükkânda (özellikle Zihni) farklı çalışmalara kulak verdim. Sonra bir gün okul çıkışı bir arkadaşımın evine gittiğimde babasının çalışma odasında farklı bir dinlediğini algıladım. Kulağıma çalınan daha önce duyduğum müziklerden çok farklıydı ve ne olduğumu anlayamadım. Daha sonra öğrendim ki söz konusu melodiler 1991 tarihli Fela Kuti’nin “” adlı albümünden gelmekteydi.

Afrobeat daha önce duyduğum hiçbir türüne benzemiyordu. Dayanılmaz, hayali ritmik melodiler, gürleyen davullar, akan gitarlar ve sade basit sözler anında beni yakaladı. Bir daha ayrılmamak üzere bu türü resmen önüme tüm dünyayı serdi. Bilmediğim diyarları keşfetmenin heyecanını duyumsayarak müziksel yolculuklar yaptım ve hayal dünyamda fiilen seyahat ettiğim bu bilinmez topraklardan mutlaka bana hitap eden bir ritim ve tarz ile döndüm. Adeta Matrix’te Neo’nun aldığı hap sayesinde önünde açılan yeni ve gerçek dünyaya açılmış oldum. İşte gerçek ve bozulmamış buydu, dinlediğinizde orijinalliğini iliklerinizde hissedebileceğiniz herhangi bir teknolojik katkının yer almadığı öz .

Çok kısa sürede Afrika müziğinin bağımlısı oldum. İçimde dizginlenemez bir arzu ile yurtdışında yaşadığım bu dönemde dükkânlarını arşınlamaya, radyo programlarını can havli ile dinlemeye başladım. Araştırmalarım ve Afrikalı arkadaşlarımın tavsiyeleri üzerine daha çok müziksel keşiflerde bulundum. Yavaş yavaş koleksiyonumda Rail Band, Ebenezer Obey, Franco ve gibi grup ve çılar yer almaya başladı. Belirli bir süre sonra bu çılar kendimi sadık hayranı olarak gördüğüm The Smiths, Stone Roses, Sonic Youth, R.E.M gibi grupların yerini almaya başladı. O dönemdeki arkadaşlarım ise evime gelmez oldular zira onlara dinlettiğim bu garip müziklere tahammülleri yoktu. Ancak o dönemde dinlediğimiz çoğu müziğin; rock, reggae, caz, R&B, blues’un köklerinin aslında Afrika’ya dayandığını bilmiyorlardı. Açıkçası yenidünyada dans ettiğimiz çoğu müziğin kolları Afrika’ya uzanıyordu ve bunu görmüyorduk.

Neyse, 17 yıl ileriye saralım bandı ve ben hala bugün dinliyorum. Bu tutkum bana tüm dünyadan gelen müziklere açık olmayı ve önyargı duvarlarımı hep düşük tutmamı sağladı. Mesleğim olan turizm sayesinde birçok farklı toprağa ayak bastım ve her gittiğim yerde ilk yaptığım şey yerel insanların ne dinlediklerini araştırmak oldu. Daha sonra bavullar dolusu albümler ile odama döndüm ve bu zengin hazineyi tek tek dinleyerek hazmetmeye çalıştım.

Borders OrchBaobab

sadece kulaklarımı açmakla kalmayıp bu kıtaya karşı gözlerimin de açılmasına vesile oldu. Müziği bir lens olarak kabul edersek Afrika politikasına, kültürüne ve tarihine odaklanmamı sağladı. Böyle bir müziği dinledikçe mecburen bunu yapan insanların geçmişini araştırma dürtüsü içinizde kabarıyor. Daha fazla araştırdıkça Afrika ile Amerika arasındaki müziksel bağı daha fazla görmeye başladım.

Bu yazıyı kaleme dökerken ister istemez içimde bir heyecan patlaması oldu. Afrika müziğini yazmak kolay değil zira yazacak çok şey var ve bu nedenle mümkün olduğu kadar bir bölgeye veya tarza yığılmayıp genel bir havayı teneffüs etmek zorundayız. Bundan dolayı ben sizlere burada Afrika’nın gerçek çılarını, koşullar ne olursa olsun müziği her zaman yaşatmayı başaran kahramanları bir liste halinde sunuyorum zira tek tek bu efsaneleri tanıtmak ancak 600 sayfalık bir kitabın içeriği olabilir. Bu adamları özellikle 1960–1990 arasında akımının dolaylı yoldan temellerini atan kişiler. yazıyorum zira daha on yıldan beri bu tarza denmekte.

hiç kuşkusuz evrenin iyileştirici gücü! Özellikle 21. yüzyıla adım atan insanoğlunun şu günlerde ihtiyacı olan en önemli devalardan biri. Kanımca , değeri bilinmeyen bir emtia, zira kültürlerarası etkileşimi, alışverişi ve algılamayı en rahat sağlayacak güçlerden biri. Medya geliştikçe kültürel sınırlar ortadan kalkıyor ve farklı kültürlerden gelen insanlar birbirine karışıp ortaya oldukça dinamik bir yapı çıkıyor. ise bu etkileşimin en önemli faktörü zira önyargıdan uzak, dil sınırını yok eden, herkese eşit konuşan, dünyamızın en kolay ve barışçıl iletişim aracı. Bundan dolayı başta olmak üzere tüm türlerine açık olmalıyız zira insanoğlu hamurunda tek düzelik formatına göre programlanmamıştır; ancak bu dipsiz kulvara çok rahat çekilebilmektedir.

Burada sıraladığım elli üç Afrikalı çı en iyinin en iyisi ve bu tarzı keşfetmek isteyenlerin başvurabileceği en doğru adres. Elbette bazı isimler bu listede yer almayabilir, zira her gün Afrika’dan başka bir cevher çıkmakta. Antik zamanlarda (23 – 79 yılları arasında) yaşamış yazar, doğacı ve filozof Pliny the Elder olarak bilinen Gaius Plinius Secundus’un yazdığı gibi “Afrika’dan çıkan her zaman yeni bir şey vardır.” deyip bu yazıyı burada noktalamakta fayda var…

1. (Nijerya)
2. Africando (Senegal)
3. Aster Aweke (Etiyopya)
4. Bembeya Jazz (Gine)
5. Bonga (Angola)
6. Culture Music Club (Zanzibar)
7. i.k. Dairo (Nijerya)
8. Toumani Diabaté (Mali)
9. Manu Dibango (Kamerun)
10. Hamza El Din (Mısır)
11. Cesaria Evora (Cape Verde)
12. Brenda Fassie (Güney Afrika)
13. Franco (Kongo)
14. Ghorwane (Mozambik)
15. Jazz Epistles (Güney Afrika)
16. Mory Kante (Gine)
17. Umm Kulthum – Ümmi Gülsüm (Mısır)
18. Salif Keita (Mali)
19. Khaled (Cezayir)
20. Angelique Kidjo (Benin)
21. Tinariwen (Mali)
22. Bi Kidude (Zanzibar)
23. Toure Kunda (Senegal)
24. Fela Kuti (Nijerya)
25. İsmail Lo (Senegal)
26. Ladysmith Black Mamabazo (Güney Afrika)
27. Baba Naal (Senegal)
28. Mabulu (Mozambik)
29. Mahlathini and The Mahotella Queens (Güney Afrika)
30. Miriam Makeba (Güney Afrika)
31. Thomas Mapfumo (Zimbabwe)
32. Hugh Masekela (Güney Afrika)
33. Master Musicians of Jajouka (Fas)
34. Oliver Mtukudzi (Zimbabwe)
35. (Senegal)
36. Babatunde Olatunji (Nijerya)
37. Remmy Ongala and Super Matimila (Kongo)
38. Orchestra Baobab (Senegal)
39. Dolly Rathebe ( Güney Afrika)
40. Tabu Ley Rochereau ( Kongo)
41. Oumou Sangare (Maki)
42. Thione Seck (Senegal)
43. Super Eagles (Gambiya)
44. Super Rail Band (Mali)
45. Foday Musa Suso (Gambiya)
46. Tarika (Madagaskar)
47. Ali Farka Toure (Mali)
48. Boubacar Traore (Güney Afrika)
49. Papa Wemba ( Kongo)
50. Zaiko Langa Langa (Zaire)
51. Dr. Hukwe Zawose (Tanzanya)
52. Mahmoud Ahmed (Etiyopya)
53. Pierre Akendengue (Kamerun)

Yazan:

İlişkili yazılar

Yorumlar

5 Yorum on "Afrika Müziğinin Efsaneleri"

  1. zeki on Cts, 15th Ağu 2024 10:20 am 

    Hocam ilgi çekici bir liste, teşekkür ederim. Yalnız bir şey sormak istiyorum; bu albümlere ulaşmak için önerdiğiniz bir yol var mı? Zira çoğu sanatçıyı ilk defa duyuyorum. İyi çalışmalar..

  2. zekeriyassen on Pts, 17th Ağu 2024 6:10 pm 

    Selam Zeki, haklısın, sözkonusu sanatçıların çalışmalarının birçoğu maalesef ülkemizde yok. Sadece Toumani Diabate, Ali Farka Toure, Oummou Sangare, Fela Kuti, Cesaria Evora’nın çalışmaları bulunuyor, onlar da kolay değil. Diğerlerinin hepsini ne yazık ki internetten satın alman gerekecek. Bu anlamda sana http://www.emusic.com sitesini öneririm, zira birçoğu orada bulunmakta.

  3. Ayça Hesapçı on Çar, 9th Eyl 2024 1:03 pm 

    Merhaba,

    Yazınız çok ilgimi çekti. Türkiye’de Afrika müziği yapan bir grup biliyor musunuz?

    Teşekkürler.

  4. script on Cum, 25th Eyl 2024 12:18 am 

    yararlı bir tanıtım. müziksel anlamda pek tanınmayan bir kıta afrika. başka örneklerle de tanıtılabilirse çok iyi olur bence. teşekkürler ederim.

  5. veysi on Cts, 24th Tem 2024 12:00 pm 

    böyle bir yazıyı ve değerli sanatçıları bizimle palaştığınız için teşekkürler, bu sanatçıların sizin gibi ve sizin aracılığınızla bizim gibi değerli dostlara ihtiyaçları var.

Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz...
Yorumunuzda avatar çıkması için gravatara üye olmalısınız!




Additional comments powered by BackType