Anasayfa / Sinema / Kült Filmler (sayfa 4)

Kült Filmler

Barton Fink (1991, Coen Kardeşler)

Coen Kardeşlerin yönetmenliğini yaptığı Barton Fink filmi, top 10 listemi çıkarsam muhtemelen bu listede Fellini’nin 8½ (1963) filmi ile yan yana yer alırdı. Tıpkı 8½ filminde olduğu gibi Barton Fink de aslı esasında bir yaratıcılık krizini konu alır. Lakin salt bunun etrafında dönmez. Broadway’de oyunlar yazan bir karakterdir Barton Fink ...

Devamı »

SanatLog – Criterion Film Okumaları

Aşağıda, Criterion Collection’dan çıkan kimi filmlerin analizlerinin yer aldığı linkler var. Kolayca bulunabilip okunsun diye bir araya getirdik. Ayrıca Roland Barthes’ın iki kritiğini de meraklısı için ekledik. Yazarların isimlerine göre alfabetik olarak linkledik.  Film okumaları devam ettikçe sayfa da güncellenmeye devam edecektir.  İyi okumalar. Cihan Gündoğdu Otto e mezzo (1963, ...

Devamı »

Full Metal Jacket (1987, Stanley Kubrick)

“Herhangi bir coğrafyada öldürülen çocuklara…”  Full Metal Jacket Üzerine 12 Tez 1. Full Metal Jacket’ın (1987) eğitim kampında yakın geleceğin ölüm–makineleriyle birlikte koşarken Eğitim Çavuşu Hartman’ın (R. Lee Ermey) ironik şarkılarından (‘askerî marş’ diye okuyun) birinde silah ve fallus arasında bağlantı kurulur; libido ve savaş, fallus ve ölüm kalım savaşı, ...

Devamı »

The Tenant (1976, Roman Polanski)

Giriş Roman Polanski’nin 1976 yapımı filmi soğuk ve düşman bir çevrede yaşayan psişik bir yabancılaşmayı ifade eden ilginç filmlerden biridir. Bu film Polanski’nin Repulsion’u ile oldukça yakın paralellikler taşımaktadır. Trelkovsky bir anlamda Repulsion’un kadın başrol oyuncusunun erkek versiyonu olarak bile kabul edilmiştir. The Tenant filmi klasik perili köşk filmlerinin urban ...

Devamı »

Fight Club (1999, David Fincher)

  1.    Giriş “I want you to hit me as hard as you can.” (Tyler Durden) Film, ne olduğunu sonradan kavrayacağımız bir jenerikle başlar. Kamera anlatıcının beyninin kıvrımları arasında geriye doğru hareket etmektedir. Kimyasal ve elektriksel tepkimeler arasında dolaşmaktadır. Böyle bir başlangıç, aslında bütün gerçekliğimizin asıl mekânının bedenimiz olduğunu dile ...

Devamı »

Wild at Heart (1990, David Lynch)

Filmin yönetmeni David Lynch’i biraz tanıyanların bile aklının köşesine yazdığı anlaşıl(a)mama izlenimleri kısa filmleri ve ilk uzun metraj film denemesi Eraserhead’den bu yana izleyicilerin en sevdiği özelliği ya da en nefret ettiği de olabiliyor. 9 yapımlık filmografisini dikkatli incelediğimizde sadece üç film dışında farklı yapıda sinema dilini icra etmiştir. Farklı ...

Devamı »

SanatLog’un Alfred Hitchcock Arşivi

Aşağıda Kasım 2024’de kuruluşundan bugüne değin SanatLog’da yayımlanan Hitchcock eleştirileri yer alıyor. İlgili bağlantıya tıklayarak yazılara ulaşabilirsiniz. İyi okumalar… Calderon de la barca (Seçim Bayazit) 1 Film 3 Analiz: Alfred Hitchcock’un Vertigo’su (3. Analiz) 1 Film 3 Analiz: Alfred Hitchcock’un Psycho’su (4. Analiz) İbrahim Karabiber Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 1. ...

Devamı »

2001: A Space Odyssey (1968, Stanley Kubrick)

Kubrick’in katıksız başyapıtı 1968, dünya siyasi tarihinin değişim noktalarından biri olduğu kadar, sinemanın içerisindeki diğer tür opsiyonları arasında daha hakir görülen bilimkurguya sınıf atlatan bir filmin yani 2024: A Space Odyssey’in, kitleler karşısına çıktığı yıl olarak da bilinir. Yine aynı yıl içerisinde gösterim şansı yakalamış Franklin J. Schaffner yönetimindeki kıyamet ...

Devamı »

The Matrix (1999, Wachowski Kardeşler)

Tavşan deliğinden düşen Alice gibi hissetmek. Deliğin ne kadar derin olduğunu ve sonunda nereye varacağını bilebilmek. Masal dünyasına mı yoksa gerçeğin dünyasına mı? Burada karşımıza ‘gerçeklik’ olgusu çıkıyor. Sahi, nedir gerçeklik? İnanmak istediklerimiz mi, bize sunulanlar mı, ötesini bilmeye cesaret edemeyip yetindiklerimiz mi? Kant’ın “bilmeye cesaret et” sözünden yola çıkalım… ...

Devamı »

Türk Sinemasında Sanat Filmleri

     “A Ay” desem?       Peki, “Hababam Sınıfı” desem?       Filmin özgün müziğini yapan Melih Kibar’ı saymazsak; Güdük Necmi’yi, İnek Şaban’ı, Damat Ferit’i, Hayta İsmail’i, Kel Mahmut’u, Hafize Ana’yı ve Badi Ekrem’i kim hatırlamaz.       Parçala Behçet, Beş Dakikada Beşiktaş, Tak Fişi Bitir İşi, Turist Ömer, Savulun ...

Devamı »

Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 4. Analiz (Seçim Bayazit)

PSHYCO-PATH: PSHYCO’NUN İZİNDE Hitchcock’un bu filmi ile alakalı olarak beylik laflar etmeyeceğim. Zaten kendi kendini kanıtlamış bir film olan Pshyco’ya ne kadar övgü düzsek azdır. Ama genel olarak Hitchcock’un filmlerinin taşıdığı ortak karakteristikler dolayısı ile belki de yanlış anlaşılması en muhtemel filmlerden birisi olarak bakabiliriz. Bu bağlamda bir bakış açısı ...

Devamı »

Alfred Hitchcock’un Psycho’su – 2. Analiz (Hakan Bilge)

BİR “SEMPTOM” OLARAK PSYCHO & NORMAN BATES İlk takıntılı, saplantılı, imkânsız aşk; anne bedenine duyulan sevgi, Psycho’nun (Sapık) konusudur, diyebilir miyiz? Eğer cevabınız “evet” ise okumaya devam ediniz… Bu analiz Norman Bates, Bayan Bates ve genel olarak Hitchcock sineması ile ilgili çünkü. “Görünenin ardında başka şeyler olabilir… yani çevrilen dolaplar…” ...

Devamı »

Yeşilçam’da Kopan İstismar Furyaları

Türk sinemasında istismardan söz edince çoğumuzun ve özellikle belli bir kuşağın aklına seks filmleri furyası gelir. Oysaki Türk sinemasının tarihsel gelişim serüvenine baktığımızda sadece cinsellik sömürülmez; gözyaşı, masal, aksiyon, çocuk, kovboy, tarih, güldürü, arabesk, inanç… Ne varsa sömürülmüştür. İstismar ya da furya filmlerinin genel karakteri, dar bütçeli ve ticari eğilimli ...

Devamı »

Coenlerin Başyapıtı: Barton Fink

Yazma ve bir sanat eserini sıfırdan yaratma süreci meşakkatli işlerin her zaman başında gelir; süreç, önümüze aldığımız boş kâğıdı insanları tatmin edecek fikirlerle tıka basa doldurmak, eleştirilere göğüs germek, yapıt uzunluğuna ve beklentisine göre de değişir elbet. Coenlerin Miller’s Crossing’in (1989, Miller Kavşağı) senaryo yazım sürecindeki bazı aşamalarında üretememe boşluğuna ...

Devamı »

Dünyayı Kurtaran Adam, B Filmleri, Bilimkurgu Sineması

Beethoven’in 5. senfonisi vs Hacıbektaş-ı Veli Türbesi.. Beckett’in Endgame’ini andıran bir varoluşsal ortam.. “Anamın tarhana çorbası” temelli halk edebiyatı.. Beyinsiz uzaylılar ile çevrili bir dünya.. Sihirbaz tarafından dillendirilen içinden pathos’un eksik olmadığı, Schiller’e taş çıkartan bir edebi söylem: “Sana ulaşamamak seni kaybetmek değildir dünya!” Dünyanın oluşumunu ve yeniden doğuşu andıran ...

Devamı »