Anasayfa / Etiket Arşivi: Femme fatale

Etiket Arşivi: Femme fatale

Pickup on South Street (1953, Samuel Fuller)

“(…) gangsterlerimizin aldırmazlığı da tam bu işte: deviniyle edimi en ufak oylum içinde kaynaştırmayı başaran trajik bir devini kalıntısı.” (Roland Barthes, Çağdaş Söylenler)1 Pickup on South Street (1953, Güney Caddesindeki Pikap) karmaşık bir mizah duygusuna sahiptir. Soğuk Savaş dönemini fon alarak Kızıl paranoyanın aldığı hali yankesici Skip McCoy (Richard Widmark) ...

Devamı »

Dressed to Kill (1980, Brian De Palma)

Alfred Hitchcock’un ve filmlerinin Hollywood’u hatta dünya sinemasını nasıl etkilediği malum. O etkilenmeden en çok payını alan kişinin Brian De Palma olduğu da öyle. De Palma, Hitchcock’un resmi vekilharcıymışcasına filmlerinde bazen alenen bazen göndermelerle büyük ustanın yarattığı sahneler üzerinden kendi sinemasını türetmiştir. 1976 yılındaki Carrie/Günah Tohumu’ndan sonra korku-gerilim filmleri ve ...

Devamı »

Türkiye Sinemasında Femme Fatale Karakterler

Dünyanın merkezine yolculuğa çıkmak istediğinizde kadın ve erkeğin özüne ziyarette bulunmak zorunda kalırsınız. Özellikle kadın, o ilk andan itibaren defalarca çizilmiş, şekillendirilmiştir. İyi ya da kötü tarafta savaşmak için verdiğiniz tüm o çaba boşa da gidebilir. Sabit bir akış sağlamak her zaman çok mümkün olmayabilir. Kadın olarak, “Femme Fatale” bir ...

Devamı »

Young Man With a Horn (1950, Michael Curtiz)

Janr sinemasında uzmanlaşmış Michael Curtiz’in 1950 yılında yönettiği, başrollerinde Kirk Douglas, Lauren Bacall ve Doris Day’in yer aldığı muhteşem bir kara filmdir Young Man With a Horn (1950, Michael Curtiz). Hollywood sineması keşfedilmeyi bekleyen irili ufaklı birçok filmle doludur. Sıklıkla küçümsenen ve karşısına Avrupa sinemasının konulduğu Amerikan sineması janrların doğduğu ...

Devamı »

Kuşbakışı Ex Machina (2015, Alex Garland)

Bilim kurgu kolajı ya da bilim kurgu sinemasında kısa bir gezinti niteliğinde bir filmdir Ex Machina (2015, Alex Garland). Postmodern zamanlarda hemen bütün bilim kurgu örneklerinin bir kolaj görünümünde olduğu, birçok filmde, distopik öykülerde, kara ütopyalarda da pastişlerin yer aldığı mimlenebilir. Ex Machina da bilim kurgu geleneğinin farkında olan ve ...

Devamı »

Casino (1995, Martin Scorsese)

Kısa Bir Scorsese Tanımlaması “Sanırım, bir filmde veya öyküde, kişinin neyi yanlış yaptığını ve o yanlış yüzünden başına neler geldiğini görerek daha iyi öğreniyorum.” (Scorsese) Suç psikopatolojisini, karanlık sokakları farklı öykülerde sürekli işleyen Scorsese, Amerikan rüyasının parametrelerini sürekli araştıran bir yönetmendi; en azından Casino’ya (1995) değin. Bu tarihten itibaren, yani ...

Devamı »

Out of the Past’a Göre Kadınlar

Out of the Past’taki (Maziden Gelen) şu cümle film noir’ın da, femme fatale arketipinin de özeti sayılabilir: “Bütün kadınlar birer harikadır; çünkü bütün erkekleri oldukları gibi gösterirler.” Kara filmler de bir anlamda erkeklere ayna tutan kadınlar hakkındadır. Out of the Past melankolik, fatalist kanaldan yürüyen filmdir ve şu çeşit romantik, ...

Devamı »

Kumarbaz Bob (1956, Jean-Pierre Melville)

Giriş French-noir Kumarbaz Bob (1956, Bob le flambeur), Jean-Pierre Melville’in Fransız caddelerine vizör tuttuğu, yarı-belgeselci stiliyle Jules Dassin’in Çıplak Şehir (1948, The Naked City) ve John Huston’ın Asfalt Ormanı (1950, The Asphalt Jungle) adlı heist filmiyle akrabalığı belirgin olan bir kara anlatıdır. Kameranın setlerden sokağa çıktığı, gösterişli dekorların yerini doğal ...

Devamı »

Karışık Pizza (1998, Umur Turagay)

Tarantinesk Bir Gangster Filmi Giriş Hollywood’da 80’lerden itibaren başrolünde kadınların yer aldığı polisiyeler çekilmeye başlanmıştır: Freudyen temaları Hitchcockyen kişilik araştırması ile buluşturan House of Games (1987, Oyun Evi, David Mamet) ile meşum dişiliğin doğasını takip eden Black Widow (1987, Karadul, Bob Rafelson) söz konusu filmlerden sadece ikisi. Yine 80’lerden başlayarak ...

Devamı »

Double Indemnity (1944, Billy Wilder) – 2. Bölüm

Yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için tıklayınız: 1. bölüm ve 3. bölüm. Ölümün Arka Bahçesi: Phyllis Dietrichson & Narsist Çiçekler “Uzattığımız saçlarımızı duygularımızı saklamak için kullandık. Ama Vahşi Kadın’ın gölgesi gündüz ve gecelerimiz boyunca pusuya yatmış bir halde hâlâ varlığını sürdürmekte. Nerede olursak olalım, arkamızda tırıs giden bu gölge kesinlikle ...

Devamı »

Double Indemnity (1944, Billy Wilder) – 1. Bölüm

Yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için tıklayınız: 2. bölüm ve 3. bölüm. Giriş Çifte Tazminat (1944, Double Indemnity) 40’lı yılların baskılanmış Hollywood film mekanizması içinde tabu ve gelenekselleşmiş olana karşı-tutumuyla bir sanatsal isyanı temsil eder. Kapitalist sistemin çarkındaki açgözlü figürleri takip ederek ahlaki bakış açısını Barton Keyes karakterinde cisimleştirir. Erdemli ...

Devamı »

Mulholland Drive (2001, David Lynch) – 3. Bölüm

Yazının diğer bölümlerini okumak için tıklayınız: Birinci ve ikinci bölüm. Romantizmin Çöküşü, Femme Fatale & Tekinsiz “Hayal kurma ihtiyacı, hayal edilen kişi tarafından mutlu edilme arzusu, pek fazla zamana gerek kalmadan, bütün mutluluk ihtimallerimizi daha birkaç gün önce sahnede beklenmedik, yalancı ve ilgisiz bir görüntüden ibaret olan birine bağlayıvermemize sebep ...

Devamı »

Lost Highway (1997, David Lynch) – 4. Bölüm

Yazı dizisinin öteki bölümlerini okumak için bkz: Birinci, ikinci, üçüncü bölüm. Fiziksel & Ruhsal Deformasyon “Bütün dünyanın vahşi bir kalbi var ve her şey bir garip. Ne kadar isterdim, benim için ‘Love Me Tender’ şarkısını söylemeni. Ah, ne kadar isterdim, gökkuşağının üzerinde bir yerde olmayı. Her şey çok kötü oysa.” ...

Devamı »

Lost Highway (1997, David Lynch) – 3. Bölüm

Yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için bkz: Birinci, ikinci, dördüncü bölüm. Blue Velvet, Lost Highway & Birbirine Benzeyen Karakterler İki filmde ruhsal bir benzerlik vardır, daha önce de kısmen değinmiştim. Bu bölümde Jeffrey Beaumont (Kyle MacLachlan) ile Pete Dayton (Balthazar Getty) benzerliğine bakarken iki sahneyi kısaca analiz edeceğim: Pete, çimlerin ...

Devamı »

Lost Highway (1997, David Lynch) – 1. Bölüm

Yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için bkz: İkinci, üçüncü ve dördüncü bölüm. “Bize düşen gerçekliği sağlamak değil, gösterilemeyen kavranabilir için yeni imalar icat etmektir.” (François Lyotard, Postmodernizm) (1) “Postmodern, moderne karşı; hiyerarşi yerine anarşiyi, amaç yerine oyun’u, merkezlenme yerine dağılma’yı, tür/sınır yerine metin/metinlerarasını, belirlenmişlik yerine belirsizliği ikame eder.” (Ihab Hassan, ...

Devamı »