Anasayfa / Etiket Arşivi: arthouse

Etiket Arşivi: arthouse

Kuşbakışı Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği (1972, Luis Bunuel)

Burjuvazinin Maskesi Luis Bunuel’in sürrealist ressam Salvador Dali ile birlikte kotardığı Endülüs Köpeği (1929, Un chien andalou) ve Altın Çağ (1930, L’âge d’or) sürrealist sinemanın ataları. Böylelikle Bunuel de sinemada sürrealizmin kurucusu olarak selamlanabilir. Üstat ne acıdır ki Dali’nin, kendisini Amerikan hükümetine jurnallemesiyle kara listeye alındı ve Amerika’yı terk etmek ...

Devamı »

Yaşamın Eşiğinde (1958, Ingmar Bergman)

“Korkunç bir şey. Yaşamın kendisi ölmüş sanki. Sanki hiçbir şey doğmayacak bir daha.” Erkek arkadaşının hamile bıraktığı, çocuğunu doğurmakla doğurmamak arasında kalan Hjördis Petterson’un (Bibi Andersson) sözleridir bunlar. Hastanedeki oda arkadaşı Stina Andersson’un (Eva Dahlbeck) çok istediği bebeğinin ölü doğması neticesinde kısa dalgalı bir şok geçirir genç kadın ve olasılıkla ...

Devamı »

Le silence de la mer (1949, Jean-Pierre Melville)

Direniş ve Estetiği: Le silence de la mer Jean-Pierre Melville’in kariyerinin ilk filmi Le silence de la mer (1949, Denizin Sessizliği), II. Dünya Savaşı sırasında yaşlı bir Fransız adam (bundan sonraki kısımda Amca olarak anılacaktır) ve yeğeninin, Alman General Wernervon Ebrennac’ın (Howard Vernon) geçici olarak evlerine yerleşip onlarla birlikte yaşamaya ...

Devamı »

Blowup (1966, Michelangelo Antonioni)

Julio Cortazar’ın bir öyküsünden uyarlanan Blowup (1966, Michelangelo Antonioni) filmi kendisine gelene dek dünya sinemasında birçok açıdan pratize edilegelmiş polisiye standardizasyonunun reddidir. Birçok tür gibi polisiye filmler ve dedektiflik filmleri de Hollywood sinemasına aittir. Film noir elementleri ise süreç içerisinde dönüştürülmüş olsa da asal ögelerini günümüze değin korumuştur. Noir figürleri ...

Devamı »

Kuşbakışı Dead Man (1995, Jim Jarmusch)

Geleneksel Amerikan kültürü ve onun uzantı kimliği niteliğindeki muhafazakâr Hollywood sineması; kendi dışındakini, duruşuna aykırı gelen ahlaki normları dıştalarken düşünsel dünyasını da belgeler ister istemez. Marjinal duruşları, orijinal fikirleri ötekileştirirken kendi düşünsel formlarını da dayatır aynı zamanda. Amerikan tarihi kanla örülüdür, hatta onun sokaklarda doğduğu esprisi belli açılardan doğrudur. Bunun ...

Devamı »

Persona (1966, Ingmar Bergman)

Persona Filmindeki Oyuncu-Seyirci Algısı ve Sessizlik Üzerine Latince “’persona-ae’ yani maske; karakter, rol; kişi, kişilik” anlamına gelmektedir. İsme etimolojik olarak bakarsak, “per: herhangi bir şeyin içinden, ortasından geçmek, sonus –i: ses, gürültü; ton” olarak literatürde yerini almıştır. Tiyatro kökenli olan Bergman’ın filminin taşıdığı mesaj doğrultusunda, filme böyle bir isim atfetmesi ...

Devamı »

Throne of Blood (1957, Akira Kurosawa)

Throne of Blood (1957, Kumonosu-jô / Kanlı Taht) Akira Kurosawa’nın Macbeth’i Japon konteksinde uyarladığı filmidir. Bu film, Shakespeare’in günümüze dek yapılan en iyi uyarlamalarından birisi olarak kabul edilir. Aslında filmde anlatılanlar dikkatli bir biçimde incelendiğinde modern Japonya’nın daha formalize edilmiş hali olarak yansıtılmaktadır. Filmin genel bir bakış açısı ile incelendiğinde ...

Devamı »
kuşadası escort
çankaya escort
escort izmir