SanatLog-Azize Röportajı

Azize ile debut albümü “Yeni Bin Yılın Aşığı” ve sanat yaşamı üzerine söyleştik…

Herkese iyi okumalar…

sanatlog.com

SanatLog: SanatLog okuyucularına kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Azize: Varlık değerini bilen, bireysel gelişimin peşine düşmüş bir kadının müziğin açtığı delikten kafasını çıkartıp ‘ben de varım’ diye seslenişi, her insan kadar farkedilme çabası olan duygusal bir karakter. Aşkın kapısından içeri girdi gireli başka bir adrese ihtiyacı kalmamış bir gezgin, bir aşık…

SanatLog: Albümü henüz dinlememiş olanlar için sormak istiyoruz: “Yeni Bin Yılın Aşığı” aşk ve yolculuk izleklerinin, arayış ve kendini buluş temalarının mistik düzlemde kurgulanması üzerine bir albümdür, diyebilir miyiz?

Azize: Kesinlikle arayışın sonsuzluğunda ve varılacak bir yer olmadığının bilincinde bir düzlemde tüm yazılar. Kalpte söyleşi, kalp ile seslenişi kadının.

SanatLog: Bu aşamada aşk nedir, Azize’nin aşktan anladığı nedir?

Azize: Teslimiyet, güvenle bırakış. Orada olabilme anı. Şimdi. Güvenli bir omuzda yok olabilen kadın bir savaşçı belki de…

SanatLog: Bu bağlamda popüler kültür içinde aşk olgusunu nasıl değerlendirirsiniz?

Azize: Tüketen bir doğanın insanların üzerine giymek zorunda bırakılışı ile, yokluğun, teslimiyetin doğasından gitgide uzaklaşan “ben” demekten korkmuş insanlar ve derinine inilmemiş, dibine varılmamış aceleye gelip aslında kaçırılmış anlar. Aşkın inkarı.

SanatLog: “Hece” isimli şarkınızda “Aşıksan / Gide-gele doyduysan / Güneşini bulduysan / Sönmezsin” diyorsunuz. Bir insanın büyüyebilmesi için, varlığını anlamlandırabilmesi için aşkla buluşması mı gerekiyor?

Azize: Aşkın bütünü varlığın kendisi. Ancak kalpte açılan kapı karşı cinse güvenen doğa kadının doğal yapısı. Bu sözler mistik tarafından bakıldığında ruhun gidiş gelişleri ve sonsuzluğa kavuşması, emprik tarafından yaşandığında da aradığına kavuşan teslimiyeti anlamış kadının anlatısı olabilir. Bence şarkılar ve şarkı sözleri her yürekte kendi halini alır, manayı dinleyici zamanla kendiyle özdeşleştirir, tam anlamıyla benim tanımım yetersiz. Bence zaman verelim, dinleyicinin tanımları önemli olan…

SanatLog: Albümdeki bütün şarkı sözleri size ait olduğundan –bu arada albümle birlikte bir de şiir kitabı edinebileceklerini okurlara anımsatalım– rahatlıkla sorabiliriz: Bu albüm ile ortaya çıkan ürün Azize’nin büyüme, olgunlaşma, kendini bulma öyküsü mü?

Azize: Olgunlaşmaya doymayan yaşlı ruhlu bir kadının çocukça şarkı söyleme arzusu ile dinleyiciye yürekten seslenişi diyelim… :)

SanatLog: Tasavvufta, Doğu felsefesinde gelişme sürekli ve döngüseldir. Peki, büyüdüğünüze, kendinizi bulduğunuza inanıyor musunuz, yoksa arayışınız devam mı ediyor?

Azize: “Varılacak bir yer olmadığının bilincinde” diye yazdığım bir teşekkür yazısı bulunuyor albümde, inancın tasviri olmaz, kelam yetersiz, sadece araç, varmak olmadan, olmaya devam etmek için burdayız… Bütünlüğün, birliğin inancı, bilinci, farkındalığı ile dopdoluyum.

SanatLog: Kendinizi tasavvufi literatüre mi, Doğu felsefi-dinsel anlayışlarına mı yakın hissediyorsunuz? Örneğin Tagore okur musunuz?

Azize: Bütünlüğün, birliğin inancı, bilinci, farkındalığı ile dopdoluyum. Tagore okumuyorum.

SanatLog: “Buldum” isimli şarkınızda “Azize’den ilahi sözler beklemeyin!” diyorsunuz… Sanırım göksel adalet yerine bir özne olarak insanın kendisi ilgilendiriyor sizi?

Azize: Ruhun kapalı kalmış milyonlarca kapıyı teker teker arayıp bulmak, açmak ve girmek, daha sonra dönüşmek için insan bedeninde bir anahtar olarak yer aldığının bilincindeyim. Yani bütünün kendisi anahtarı insan için, yine insan.

SanatLog: Albümün ortaya çıkışında çok nadide isimler yer alıyor: Erkan Oğur, İlhan Erşahin, Şirin Pancaroğlu, Baki Duyarlar, Yinon Muallem, Göksel Baktagir, Cenk Erdoğan, Burcu Karadağ gibi… Debut albümünüzde bu büyük bir şans ve deneyim sanırım?

Azize: Bu kalbini kirletmemiş bir niyetin hayallerine kavuşmasının gerçek örneği. Bu albümde nasip olmuş büyükler için çok uzun bir zaman sabır ve inançla bekledim. Her bir şarkı için binlerce kez şükür ediyorum diyebileceğim sadece bu aslında, çünkü her dinleyişimde benim yüreğim pır pır ediyor hala.. Hepsine sonsuz teşekkürler sunuyorum her gün yüreğimden. Baki Duyarlar’ın yüreğinden açtığı besteleri ile birbirine bağlanmış zincirin halkaları gibi tamamlandı tüm albüm ve ben hala şaşkınlık içinde çocuksu bir sevinç içindeyim.

SanatLog: Saydığımız müzisyenlerle çalışmak önünüzde yeni ufuklar açmıştır mutlaka…

Azize: Ben müzikten ziyade ağıtlar yakan şarkıları a ve b’den oluşan biriydim kendi bestelerimde. Önce notaların, formların içine sokuldum. Baki Duyarlar beyni ve profesyonelliği ile, sonra ayrı ayrı her bir besteci ve duayen müzisyen ile yan yana gelişim müziğin hallerini öğretti ve sonsuz ve devam ediyor ve edecek…

SanatLog: Albümünüzün alternatif duruşu apaçık görülüyor: Olabildiğince farklı enstrüman, ölçülü bir çok-seslilik… Etnik tınılar, caz doğaçlamaları…oldukça keyifli, hoş bir izlenim bırakıyor…

Azize: Samimi ve gerçek duyduğunuz her nota. Her bir parça duayenlerin güvenli doğasında genç bir şairin teslimiyeti kelimeleri aracılığı ile. Gerçek oluşu tek güvencem, sanıyorum teker teker gönülleri fethedecekler, çünkü masumlar…

SanatLog: Bizim için alternatif, güzel bir yolculuk olan “Yeni Bin Yılın Aşığı”nı müzikseverler niçin dinlemeliler?

Azize: Aşık olmak için… :)

SanatLog: Son olarak; gelecekteki projeleriniz nedir?

Azize: Kalemim, kelamım, müziğim, nefesim susmasın, gerisi gelecektir sanıyorum.

SanatLog: Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyor, dinleyiciniz bol olsun diyoruz…

Azize: Çok keyifliydi, çok teşekkürler…

Fotoğraflar: Aykut Uslutekin

Azize’nin web adresi: www.azize.com.tr

Söyleşi Soruları: Operadaki Sessizlik & Hakan Bilge

Söyleşi: Hakan Bilge

sanatlog.com

VİDEOKLİP BÖLÜMÜ: LOBİ KARTI & “İSTANBUL” VİDEOKLİBİ